ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

KİM KORKAR FETÖ’DEN? – HASAN ALPARSLAN YAZILARI

Yayınlama: 10.01.2023
158
A+
A-

CUMHURBAŞKANIMIZIN KORKTUĞUNU BİR AN OLSUN GÖRMEDİK.

Avrupa ve ABD medyasında senelerdir sistematik olarak Erdoğan hakkında “diktatör” hikâyeleri yazılıyor…

İçimizdeki müstemleke aydınlarının zannettiğinin aksine, “diktatör Erdoğan” (?) haberleri, Türkiye’nin doğru yolda olduğunu ispat ediyor.

Çünkü bunlar sipariş üzerine hazırlanan fabrikasyon içerikler…

Tankların önünde durup, bedenlerini siper eden bu milletin korkmadığına şahidiz.

Şüphesiz vatanını bu sırtlan sürülerine teslim etmemek için silahına davranıp ölüme meydan okuyan ve Özel Harekât karargâhında savaş uçaklarıyla vurulan 43 polisimizin de korkmadığına şahidiz.

O karanlık günde F-16’ların tehdidi altında İstanbul’a gelip, milletinin önünde bu destansı mücadeleye önderlik eden Cumhurbaşkanımızın korktuğunu da bir an olsun görmedik.

Fakat o gece kanla yıkanan Şehitler Köprüsü’nü evinin balkonundan seyreden birileri korkudan zangır zangır titriyormuş. Biz demiyoruz, kendileri itiraf ediyor.

İyi Parti Milletvekili Feridun Bahşi, Akşener’in o gece FETÖ’yü eleştiren bir tweet atmaya hazırlandığını fakat yaptıkları istişare sonucu bundan vazgeçtiklerini açıkladı.

Şöyle diyor Meral Hanım’ın avukatlığını da yapan Bahşi: “Dedim ki, Ablam, bunlar başarılı olursa, ikimizin de kolunu, bacağını keserler, bir tarafımızdan asarlar. Bu açıklamayı yumuşatalım.”

Sonunda Akşener Boğaz’a bakan evinde oturup “En kötü demokrasi en iyi darbeden daha iyidir” diyerek “yumuşatılmış” bir tweet atmakla yetinmiş, Türk milleti kan denizinde darbecilere karşı “varlık savaşı” verirken.

Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’u darbecilerin tanklarının eskortluğunda güvenli eve gidip ekran başında kahvesini yudumlarken geçirdiğini biliyorduk.

Böylece Akşener’in de kendi evinde oturup, darbecilerin mi yoksa milletimizin mi galip geleceğini çayını içerken beklediğini öğrenmiş olduk, tıpkı milliyetçilik konusunda mangalda kül bırakmayan Ümit Özdağ gibi.

6’lı masanın diğer liderlerinden Babacan’ın o gece darbenin tezgâhlandığı ABD’de olduğunu biliyoruz, Davutoğlu’nun ise güvenli bir yerde saklandığını.

Darbe girişiminin üzerinden 7 yıl geçti.

On binlerce örgüt üyesi yakalandı, cezaevine konuldu.

Yüzlercesi ağırlaştırılmış müebbet aldı.

Fakat gün geçmiyor ki örgüte yönelik yeni bir operasyon yapılmasın.

Bu mücadele daha uzun yıllar sürmek zorunda. Çünkü karşımızdaki basit bir terör örgütü değil, ülkemizi yıkmaya, bölmeye çalışan istihbarat servislerinin maaşlı elemanları.

Adaylık tartışmaları, hizip mücadeleleri, koltuk kavgaları, kukla cumhurbaşkanı vaatleri arasında kimse “6’lı masanın FETÖ’yle mücadele konusunda bir planı var mı” diye sormuyor, soramıyor.

Tüm KHK’lıların affedilip, kendilerine tazminat ödeneceği, hatta devletin bu kişilerden özür dileyeceğinin sözünün verildiği, FETÖ’cü firari sözde gazetecilere “merak etmeyin, işinizin başına döneceksiniz” diye seranat yapıldığı bir masadan terör örgütüyle mücadele etmesini beklemek abesle iştigal olsa gerek.

Herhalde bu yüzden masada ne zaman kriz çıksa iki kesimin tansiyonu yükseliyor:

Birisi Avrupa başkentlerinde ve Pensilvanya’da fare gibi saklanan FETÖ’cüler.

Diğeri gizlendikleri mağaralarından başlarını çıkartamayan PKK’lılar.

Öyle olmasaydı terör elebaşı Duran Kalkan masaya itidal ve birlik çağrısı yapar mıydı?

Öyle olmasaydı firari FETÖ’cüler “Tek umudumuz Erdoğan’ın devrilmesi.

Parti çıkarlarınızı ve kişisel hırslarınızı bir kenara koyun” diye seslenirler miydi?

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.