ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

KILIÇDAROĞLU BİNDİ BİR ALAMETE, HIRSI AKLINI ÖRTMÜŞ ATEŞLE OYNUYOR – HASAN ALPARSLAN YAZILARI

Yayınlama: 24.04.2023
Düzenleme: 24.04.2023 16:32
99
A+
A-

Menfaati olmasa “Aleviyim” demezdi!

SSK Genel Müdürlüğü sırasında işe aldığı 10 bine yakın kişinin tamamına yakınının ‘Alevi – Kürt’ olduğu…

Kurumun yaptığı 25 trilyonluk ihaleleri, kendisine yakın Alevi – Kürt müteahhitlere pasladığı…

SSK’nın bankalardaki parasını gizleyerek, kurumun bina ve arsalarını Emlak Bank’a devrederek ve Libya’daki müteahhitlere yanlış prim oranı uygulayarak devleti trilyonlarca lira zarara uğrattığı, 28 Şubat cuntacılarınca oluşturulan Batı Çalışma Grubu’nun fişlemesine takılan…

Milletvekili seçilmeden önce yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Munzur Su A.Ş. sayesinde, Aleviler arasında “suyu kutsaldır, satılamaz” denilen Munzur suyunu şişeleyip yurtiçinde ve yurtdışında pazarlayan…

Munzur Su A.Ş.’nin başarılı olması için Munzur gözelerinde mum yakıp, dilek tutan Kemal Kılıçdaroğlu…

CHP Genel Başkanı olduktan sonra ilk iş olarak Horasan’dan Hicaz’a, Konya’dan Tunceli’ye bir geçmiş uydurup,  ailesinin köklerinin “Türkmen” olduğunu,  kendisin “Kürtlükle” alakasının olmadığını ispatlamaya çalıştı.

CHP yönetim kademesi ile parti teşkilatlarındaki Alevi kadrolaşmaya, hatta yakın korumalarını bile sadece Alevi görevlilerden seçmesine rağmen, mezhebini hiçbir zaman dillendirmedi.

Atilla Özdoğan isimli şahsın, “Ben Kürdüm, Aleviyim, Tuncelili’yim, hem de Kılıçdaroğlu’nun dayısının oğluyum…

Kılıçdaroğlu inkâr etse de Alevidir, Kürttür…” itirafına rağmen, oralı olmadı.

Şu günlerde Kılıçdaroğlu ateşle oynuyor. Hırsı aklını örtmüş, ağzından çıkanı kulağı duymuyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca, onun ağzından çıkan sorumsuz ve kışkırtıcı sözler kimsenin ağzından çıkmadı.

Şu sözlere bakar mısınız? ‘Ben Aleviyim’, ‘AK Parti bütün Kürtleri terörist görüyor!’

Bu denli ayrımcı, kışkırtıcı, bölücü ve ötekileştirici lafları etmekle ne yapmak istiyor?

Bir kere; Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği kendisini ilgilendirir, başkaca da hiç kimseyi ilgilendirmez.

Öyle ya, herhangi birinin Aleviliğinden veya Sünniliğinden kime ne?

Aynı sözü, tersinden, başka bir partili (söz gelimi AK Partili) ‘Ben Sünniyim’ deseydi, gökkubbeyi başına yıkmazlar mıydı?

Onun ne dinciliği (!) kalırdı, ne dini-mezhebi siyasete alet etmesi ve dolayısıyla laikliğe aykırı davrandı diye yerden yere vurulmaz mıydı?

Sayın Bahçeli’nin çok yerinde tespitiyle: ‘Kılıçdaroğlu’nun, küresel emperyalizmin dayatma, tembih ve telkinleriyle kimlik siyasetine dönüş yapması, etnik ve mezhebi hassasiyetleri çok tehlikeli şekilde kaşıyarak kanatma hevesine düşmesi vahim bir sorumsuzluk örneğidir.’

Ayrıca, ortaya çıkarmak ve lanse etmek istediği böyle bir özelliğini şimdiye kadar neden sakladı? Cumhurbaşkanlığına aday olunca mı Aleviliği aklına geldi?

Kılıçdaroğlu’nun kendisi böyle de, sığıntı olarak yanında yer alan stratejik derinlikçiler (Davutoğlu) boş durur mu?

O da Sünniliğini haykırıverdi.

Siyaset arenasında neye yarayacaksa…

Kılıçdaroğlu’na mezhep ayırımcılığı yetmedi; üstüne bir de Kürt vatandaşlarımızı ekledi.

Neymiş efendim, AK Parti, Kürtleri terörist addediyormuş!

Şu hırsa bakar mısınız?

Terör örgütünün desteğini almak için, etnik bölücülük ve kışkırtıcılık yapmaktan çekinmiyor.

Üstelik bu kepaze hali, iftira atarak dillendiriyor.

Şayet, iddia ettiği gibi, AK Parti, Kürtleri terörist olarak görseydi; bütün Kürt muhitlerinde tabela partisi olarak kalırdı.

Hâlbuki AK Parti, bu bölgelerde bazen birinci, bazen ikinci parti konumundadır.

Parlamentoda, AK Parti’nin milletvekillerinin yarıya yakını Kürt kökenli kardeşlerimizdi.

Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye gibi, imparatorluk bakiyesi olan bu ülkede, mezhebi veya ırki siyaset yapılamayacağını bilmiyor mu?

Daha dün, bu ülkenin insanları Alevi-Sünni diye birbirine kırdırılmadı mı?

Bugün dahi, ırki yaklaşımlarla ülkemiz bölünmek istenmiyor mu?

Kılıçdaroğlu’nun PKK’ya, YPG’ye, PYD’ye tıpkı ABD Başkanı Biden gibi baktığını biliyoruz.

Aralarındaki tek fark, ABD Başkanı’nın bu terör örgütlerini silahla desteklemesi ve onları kendi askerleri tarafından eğitmesidir.

ABD Başkanı da bu seçimlerde Kılıçdaroğlu’nu desteklediğine göre, tencere kapağına doğru yuvarlanıyor demektir!

Kılıçdaroğlu ve CHP’nin, sınır ötesindeki terör yuvalarını başlarına yıkmak için, hükümetçe hazırlanan ‘Tezkere’ye neden ‘Hayır’ dediği şimdi daha iyi anlaşılıyor!

Tüm bu kepazelikler karşısında, millettin de nelere ve kimlere ‘Hayır’ diyeceğini hep beraber göreceğiz.

REKLAM ALANI