FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI MI?.
Terörist başı Gülen’in CHP ile ilişkisi 15 yaşındayken başlamış!
Özellikle son dönemde ortaya çıkan CHP içerisindeki FETÖ yapılanmasının tarihinin çok eski olduğu ortaya çıktı.
FETÖ elebaşısı Gülen’in CHP ile ilişkisinin 15 yaşındayken başladığı ve CHP’deki yapılanmanın 64 yıldır devam ettiği öğrenildi.
27 Mayıs darbesine aktif olarak katılan Millî Birlik Komitesi Üyesi Albay Şükran Özkaya’nın arşiv belgeleri ve geçmişe dönük arşiv taramaları da Gülen’in daha ‘ergenlik’ döneminden itibaren CHP ve masonlarla derin bağlar kurduğunu ortaya koyuyor.
Gülen’in karanlık tarihi doğumuyla birlikte başlıyor.
Birbiri ile çelişen resmi kayıtlara göre nerede doğduğu bile tam bilinmeyen Gülen’in CHP ile yolları 15 yaşında kesişiyor.
Belgelere Gülen, mason locasına kaydı bulunduğu iddia edilen CHP’nin Genel Başkanı İsmet İnönü ile görüştü.
21 Mart 1958’te ise Kasım Gülek’in Genel Sekreterliğini yaptığı CHP’nin İstanbul İl Gençlik Kolları’nca Beyoğlu Divan Otel’de yapılan Talebe ve Gençlik Teşekkülleri toplantısına davet edildi.
Teröristbaşı Gülen de toplantıya iştirak etti.
Bu toplantıya katılanlardan biri de CHP’nin genç milletvekillerinden Bülent Ecevit’ti.
İlerleyen yıllarda şefaatçiliğe kadar varan Gülen-Ecevit ilişkisinin temeli de bu yıllarda atıldı.
Ardından Gülen’in talihi açıldı.
1959 yılında ülkede vaiz sıkıntısı varmış gibi mahkeme kararıyla yaşı 1 yıl büyütülerek Diyanet’te göreve başlatıldı.
Soğuk savaş dönemi Türkiye’sinde de Gülen CHP güdümlü bürokrasinin önemli bir adamı oldu.
Tabip subay Dr. Esat Keşafoğlu’nun yönlendirmesiyle CIA ve NATO iş birliği ile kurulan Özel Harp Dairesi’ne girdi.
Bu günlerde Özel Harp Dairesi’nde Nurcuların içine yerleştirilmiş olan Av. Bekir Berk ile tanıştı, Berk aracılığıyla Nurcuların arasına girer ve bir süre kendini Nurcu olarak takdim etti.
16 Eylül 1968’de Milli Birlik Komitesi Genel Sekreteri Albay Şükran Özkaya, MAH tarafından hakkında şikayetler artan Gülen’in Özel Harp Dairesi elemanı olduğunun bildirildiğini açık açık itiraf etti.
Gülen, kamu görevlilerinin dernek üyesi olması yasak olmasına rağmen 1962-1963 yıllarında özel harp mahsulü Erzurum Komünizmle Mücadele Derneği’nin kurucuları arasında yer aldığı ve dernekte aktif olarak görev yaptı.
Gülen yine aynı dönemlerde CHP’nin uzantısı olan Halk Evleri’nin Erzurum’daki şubesinde divan üyesi oldu.
28 Şubat sürecinde de darbecilerden yana olan Gülen’in, sürecin ardından göreve gelen Bülent Ecevit’le arasından su sızmadı.
Gülen 1958’de tanıştığı Ecevit için 2007 yılında şu cümleleri kurdu: “Eğer ahirette Allah bana şefaat etme imkanı verirse, bunu ilk önce Ecevit için kullanırım.
” Şubat 1998’de Vatikan’ı ziyaretinden 5 gün öncesinde Bülent Ecevit’i İstanbul’daki evinde ziyaret eden Gülen burada ne konuştu hala muamma.
1999 yılı Haziran ayında ortaya çıkan FETÖ’nün devleti ele geçirme planıyla ilgili görüntüler de dönemin başbakanı Ecevit tarafından geçiştirildi.
Gülen’in 12 Eylül hikâyesi de çok karanlık.
12 Eylül 1980 darbesinden bir hafta önce doktor raporu alarak görevinden ayrılan Gülen, 25 Kasım 1980’de Çanakkale merkez vaizliğine tayin edildi.
Ancak göreve hiç gitmeyen ve 27 Şubat 1981 günü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’nden 20 gün rapor alan Gülen, 20 Mart 1981’de de görevinden istifa etti.
Gülen memurluktan niye istifa etti?
Ayrıca arananlar listesinde ismi geçmesine rağmen sağlık raporlarını nasıl aldı?
Bu sorular hala cevap bulmadı.
İstifa ettikten sonra ferdi olarak vaazlar veren Gülen, hakkında yakalama kararı olduğu için 12 Ocak 1986’da Burdur’da gözaltına alınarak İzmir’e götürüldü ancak ifadesinin ardından serbest kaldı.
Aynı yıl Diyarbakır’daki Mehmet Özyurt davası ile ilgili İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı’nda ifadesi alındıktan sonra serbest kaldı.
Ayrıca yine hakkında çıkarılan başka bir yakalama kararı 6 yıl boyunca infaz edilemedi.
Gülen, askeri mekanlar da dahil olmak üzere her yerde serbestçe dolaşmış olmasına rağmen ancak 6 yıl sonra yakalanabildi.
Fetullah Gülen’in gizli bir el tarafından korunduğunun bir göstergesi de 1986 yılında askeri okullara giriş sınav sorularının çalınması olayı.
Dönemin etkili yayın organları soruların ‘Fetullahçı’ öğrenciler tarafından çalındığını yazdı.
Ancak soruları çalarak okulu kazanan 250 kişiden sadece 50-60’ı ordudan atıldı.
Gülen bu soruşturmadan da ilginç bir şekilde paçasını kurtardı.
FETÖ elebaşı, çalkantılı geçen dönemlerde attığı kritik adımlarla dikkat çekti.
Gizli görüşmeler gerçekleştirdi, yurt dışına kritik ziyaretler gerçekleştirdi, 28 Şubat gibi süreçlerde doğrudan aktif rol aldı.
Ancak attığı her adım karanlıkta kayboldu.
Eğer önerge kabul edilip ciddi bir araştırma yapılırsa şu sorularda cevap bulacak:
* 1992’de ameliyat olan Turgut Özal’ı gizlice ziyaret etti mi?
Özal’ı neden tehdit etti?
* 1993’de Sızıntı dergisinde “Hoşgörü” başlıklı başyazısını yazarak dinler arası diyaloğun ilk işaretini niçin verdi?
* 1994 yılında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı niçin kurdu ve vakıf adı altında kimlere iftar verdi?
* Nisan 1996’da Fener Rum Patriği Bartholomeos ile ne amaçla bir araya geldi?
* 1996’da Asya Finans (BankAsya) ve Fatih Üniversitesi’ni hangi amaçlar için kurdu?
* 28 Şubat sürecinde takındığı tavrın gerekçesi nedir?
* 1997’de anjiyo bahanesiyle gittiği ABD’de Yahudi örgütü ADL’nin başkanı Abraham Foxman ile niçin görüştü?
* 28 Şubat sürecinde imam hatip liselerinin kapatılmasındaki rolü nedir?
* Şubat 1998’de Vatikan’ı ziyaretinden 5 gün öncesinde Bülent Ecevit’i İstanbul’daki evinde neden gizlice ziyaret etti?
* 9 Şubat 1998’de Papa 2’nci Jean Paul’un daveti üzerine Gülen, Vatikan’a niçin gitti?
* Ecevit’in Gülen’in Amerika’ya kaçmasına aracılık ettiği doğru mu? Ecevit’in verdiği “İBDA-C suikast yapacak” istihbaratı mı doğru yoksa kalp rahatsızlığı sebebiyle mi ABD’ye kaçıp dönmedi?
* 1999 Haziran’da ortaya çıkan FETÖ’nün devleti ele geçirme planıyla ilgili görüntüleri karşısında dönemin başbakanı Ecevit neden bu konunun incelenmesini önledi?
* FETÖ’nün 2006’da Danıştay saldırısı, 2007’de Hrant Dink suikasti, 2009’da Muhsin Yazıcoğlu’nun helikopter kazasında parmağı var mı?
* 2009 yılında Genelkurmay’ın kozmik odasında yaklaşık bir ay arama neden yapıldı? 2010’da Mavi Marmara saldırısında İsrail’in yanında niçin durdu?
* Örgüt tarafından Şubat 2012 MİT Başkanı Hakan Fidan’a neden operasyon girişiminde bulunuldu? Gezi kalkışması, 17-25 Aralık yargı darbe girişimindeki amacı ne?
* CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kaset kumpası ile MHP’deki kaset kumpasında FETÖ’nün rolü nedir.
Kılıçdaroğlu, FETÖ ile olan sinsi iş birliklerini örtbas etmek adına algı yaratarak “FETÖ’nün siyasi ayağını açığa çıkarmamız lazım” demişti.
Cuntacı FETÖ ile kol kola gezen ve darbecilere karşı atılmak istenen her türlü adıma engel olmak isteyen CHP’nin bu samimiyetsiz çıkışı akıllara bir kez daha FETÖ ile olan iş birliğini getirdi.
İşte CHP’nin yaratmak istediği algıya karşı FETÖ gerçekleri…
Kemal Kılıçdaroğlu ve Grup Başkanvekili Engin Özkoç, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 3. yıl dönümünde darbeyi lanetlemek yerine itibarsızlaştırmaya çalışmış, “arkasındaki siyasi ayağı bulalım” çıkışıyla algı yaratarak FETÖ ile olan iş birliğini örtbas etmeye çalışmıştı.
CHP’deki bu samimiyetsiz FETÖ çıkışı sonrası akıllara CHP’nin FETÖ ile olan sinsi işbirliği geldi.
CHP ve FETÖ arasından özellikle 2012 yılından bu yana devam eden kirli ilişkiler son seçim sürecinde de kendini gösterdi.
CHP’nin 24 Haziran seçimlerine ilişkin yayınladığı parti programında FETÖ ile mücadeleye ilişkin hiçbir bilgi paylaşılmadı.
Seçim sürecinde AK Parti iktidarı ile 18 yıllık kazanımları bir bir yıkma vaatlerinde bulunan CHP’nin bu yıkma vaatlerinde de FETÖ’nün söylemlerini kullandığı görüldü.
İşte FETÖ’cülerin rahatsız olduğu kurum ve kuruluşları bir bir bitirme planı yapan CHP’nin FETÖ’cülerle yaptıkları kirli ittifaka ilişkin detaylar…
FETÖ’ye karşı yürütülen mücadeleyi istismar ederek 15 Temmuz hain darbe girişimini tiyatro olarak niteleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si yine ‘siyasi ayak’ propagandasına sarıldı.
TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulmasını talep eden CHP’nin bu samimiyetsiz çıkışı Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin FETÖ ile olan sinsi ittifakını yeniden gündeme getirdi.
CHP’li Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzası ile bir önerge veren CHP, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti.
CHP’nin bu samimiyetsiz çıkışı Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin FETÖ ile olan sinsi ittifakını yeniden gündeme getirdi.
FETÖ’nün Türkiye’ye kurduğu kumpaslara sinsice destek veren Kılıçdaroğlu’nun CHP’si MİT krizi öncesi ve sonrasındaki tutumu, 17-25 Aralık yargı darbesinde FETÖ’nün montaj kayıtlarıyla propgandaya soyunması gibi birçok FETÖ operasyonunda desteğini açık etmeye başladı.
Meydanlarda FETÖ tetikçilerini de alkışlatan Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin FETÖ ile olan kirli bağlantısı bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Daha önce avukatı, danışmanı, başdanışmanı, akıl hocası, milletvekili ve genel başkan yardımcısı FETÖ’den alınan Kılıçdaroğlu’nun ‘ekibinde yer alan Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz’un da FETÖ’den tutuklanması; CHP’nin FETÖ ile olan kirli ilişkisini de resmi olarak kayıtlara geçirdi.
İşte FETÖ – CHP ilişkisinin kronolojisi:
Ocak 2012
– Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Şubat 2012 MİT krizinden önce FETÖ’nün ABD’deki mahrem imamlarını genel merkezde kabul etti.
– Kılıçdaroğlu, o günlerde Zaman gazetesine mülakat verdi, “Yargıda cemaat kadrolaşması var diyemem” diyerek, operasyonun FETÖ tarafından yapıldığı görünümünü perdelemeye çalıştı.
18 Mart 2013
– FETÖ elebaşı Gülen’in davet ettirdiği CHP heyeti, ABD’den Türkiye’ye döndü.
18 Mayıs 2013
– Gezi Parkı Şiddet Eylemlerinin başlamasından kısa bir süre önce Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da “Bu hükümeti sallayacağız ve düşüreceğiz.” dedi.
Aralık 2013
– Kemal Kılıçdaroğlu ve heyeti, Aralık 2013 ayı başında (17-25 Aralık’tan kısa bir süre önce) FETÖ davetlisi olarak gittiği ABD’de Washington’da FETÖ derneklerinin çatı kuruluşu Türk Amerikan Birliğini ziyaret etti.
FETÖ lobisine “cemaat” adı altında güzellemeler yaptı, ödüller, plaketler aldı.
– CHP Bursa Milletvekili Ayken Erdemir, ABD’de FETÖ kurumu Rumi Forum’da kapalı toplantılara katıldı.
– Türkiye’ye dönüşte heyetteki bazı CHP’liler, “yakında öyle şeyler açıklanacak ki, Erdoğan ülkeyi terk edecek” diye konuşmalar yaptı.
25 Şubat 2014
– Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’teki grup toplantısında FETÖ’nün montaj ses kayıtlarını dinletti.
19 Mart 2014
– Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ kanalı Samanyolu Haber’e konuk oldu. “Emin olun yurtdışına kaçmaktan başka bir çaresi yok. Erdoğan için söylüyorum. Kaçsa da onu bu ülkeye getireceğiz. Yargılanacak. Bunun kurtuluşu yok.” dedi.
14 Aralık 2014
– CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, polisin Zaman gazetesinde arama yapılması üzerine Ekrem Dumanlı’ya destek ziyaretinde bulundu. “Onları müdafaa etmek bana da düşen bir borç olduğu için buraya geldim. Dayanışma borcumun gereğini yerine getirmek istedim.” dedi.
15 Aralık 2014
CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler, “Her ne kadar parti yönetimimiz çok açık olarak ifade etmese de 30 Mart seçimlerinde bir ittifak yaptık. Cemaatle ittifak yaptık.” dedi.
4 Şubat 2015
– CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Bank Asya’nın TMSF’ye devrinin ardından Bankanın Şanlıurfa şubesinden destek amacıyla hesap açtı para yatırdı, milletvekili maaşının BankAsya’ya yatırılması için dilekçe vereceğini söyledi.
17 Mayıs 2015
– Kemal Kılıçdaroğlu ve Enis Berberoğlu, örgütün medya tetikçisi Ekrem Dumanlı başta olmak üzere diğer gazete yöneticileriyle toplantı yaptı.
– MİT tırları ihanetinin görüntüleri bu toplantıda Kılıçdaroğlu’na verildi.
20 Mayıs 2015
– Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet gazetesi ziyaretinde, “CHP iktidarında MİT TIR’ları öyle gidip gelmeyecek.
Silah taşımayacaklar.
Filmleri var, kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var.
Ben de seyrettim.” dedi.
22 Mayıs 2018
– Eren Erdem: “MİT tırları tutanaklarını ben Sayın Genel Başkan Yardımcımız Bülent Tezcan’dan temin ederek bunlar üzerine tweet attım.” dedi.
20 Ekim 2015
– Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün televizyonu SHaber’in canlı yayın konuğu oldu.
26 Ekim 2015
– Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayyum atanan BugünTv, KanalTürk, Bugün ve Millet gazetelerini ziyaret etti.
Kemal Kılıçdaroğlu: “Bir hukuk devletinde olmaması gereken uygulamalarla karşı karşıyayız.
İnşallah bunlar son olur.
Bu tür kararlar demokrasimize zarar veriyor.
Ülkemizin saygınlığına zarar veriyor.
Bir grubu düşman ilan etmek, onların üzerine acımasızca gitmek, hukuku karalamak bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değil.”
Tarık Toros: “Siz ana muhalefet lideri olarak büyük güç verdiniz Kemal Bey.
Çok sağ olun çok teşekkürler”
Kemal Kılıçdaroğlu: “Biz elbette üzerimize düşeni yapacağız. Bu kararları biz de sorgulayacağız.”
28 Ekim 2015
– CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Eren Erdem, Şafak Pavey ve Barış Yarkadaş FETÖ’nün yayın organlarına kayyum atanmasını protesto etti.
Şafak Pavey: “Sesimizi kısmaya kapatmaya çalışıyorlar. Biz varız.”
Mahmut Tanal: “Bu bir işgaldir. Bu mülkiyet hakkının ihlalidir. Bu karar demokrasiye darbedir.”
Barış Yarkadaş: “Basın özgürlüğü ayaklar altına alınıyor, ortadan kaldırılıyor. Kanal yönetimi iktidarın baskısında olduğu için, biz parlamenterler burada hukukun uygulanması için çaba gesteriyoruz.”
Eren Erdem: “12 Eylül darbesinde askerin kanallara el koyması gibi bir süreç inşa edilmiştir. Bu anayasayı askıya almaktır.”
Sezgin Tanrıkulu: “Bu durumlar geçecek.
Biz birlikte hep beraber Türkiye’de demokrasiyi yeniden hukuk devleti bağlamında inşa edeceğiz. Böyle ağır medya operasyonunun yapılması kabul edilemez.
Bunu hesabı bunu yapanlardan muhakkak sorulur.”
Can Dündar: “Biz burada aramızda ne kadar dayanışma kurabilirsek, o kadar bu yarışı kazanırız.”
Enis Berberoğlu: “CHP olarak bu konuda hareketsiz kalmamız mümkün değildi.”
22 Mayıs 2018
Eren Erdem, “Zaman gazetesine Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Enis Bey’e verdiği talimatla gittik.” dedi.
5 Mart 2016
CHP milletvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla kayyum atanan Zaman gazetesine gitti, Abdülhamit Bilici ile görüştü.
20 Haziran 2016
Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün Zaman gazetesine kayyum atanmasının ardından FETÖ tarafından çıkarılan Yarına Bakış gazetesi yöneticilerini partisinin genel merkezinde konuk etti.
15 Temmuz 2016 sonrası
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu, aynen FETÖ’nün yaptığı gibi “15 Temmuz kontrollü bir darbedir” söylemini dolaşıma soktu.
19 Eylül 2016
Kemal Kılıçdaroğlu: “Fetullah Gülen’in kitapları korkudan yakılıyor.
Hiç doğru değil.
Paranızı verir okursunuz, isterseniz okumazsınız.”
5 Aralık 2016
Kemal Kılıçdaroğlu, Adana mitinginde FETÖ’den gözaltına alınan gazetecileri alkışlattı.
16 Mayıs 2017
Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında FETÖ’den tutuklu Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına destek verdi..