Siyasette kaşarlık
Kaşarlık, toplumda iş bilirlik ve kurnazlık anlamında kullanılan bir kelimedir.
Google ekşi sözlüğe göre, ilişkilerde kaşarlık: erkek ya da kadın fark etmeksizin karşındakinin duygularını suiistimal etme, açıklarından yararlanma ve aldatma durumu olarak dile getirilmiş.
Yıllardır siyasi partilerin seçim süreçlerinde ve kongrelerinde hep oyun kuranlar olmuştur. Oyun kurucuların en önemli propagandası, ‘genel merkez beni istiyor’ algısı yaratmak olmuştur. Bu yöntem birçok kere seçmende karşılık bulmuştur. Genel merkezlerin yöneticileri de, doğal olarak yıllarca makamlarında kalabilmek adına el altından bu işlerde yönlendirme yapar.
Asıl oyun, kongre süreçlerinde başlar. Bu süreçlerde, yine toplumun eski kaşar diye adlandırdığı,yıllarını siyasete vermiş bazı kişiler harekete geçer. Bu kişiler genelde genel merkezlerle ilintili olanlardır. Dertleri, büyük kongrede kendilerini genel merkez yönetim kurullarında seçecek delegeleri oluşturabilmektir. Bu niyetler fazla dillendirilmese de siyaseti takip edenler tarafından bilinir. Bu siyasetteki eski kaşarlar üstüne roman bile yazılabilir.
Öncelikleri, üst seviyedeki koltukları paylaşmak olan bu kişiler, öncelikle ilçelerin başkan ve delegelerine etki etmeye çalışırlar. İstedikleri ilçe başkan ve yöneticileri arasından doğal olarak il başkanlığı seçiminde oy kullanacak delegeleri seçtirebilirlerse, illerdeki başkanların belirleyeceği üst kurul delegeleri de genel merkezde genel başkanı ve genel merkez yöneticilerini seçeceğinden yarış hız kazanır, nefisler egolar üst seviyeye çıkar. İşin garip tarafı, hepsi biri birine çok samimi görüntüler vererek gizliden gizliye rekabet yaparlar.
Siyaset insan üzerinden yapıldığından, toplumun her kesimine şirin gözükülür. Siyasette sırtı okşananlar, vaatlerle motive edilenler, konvoylar yapar, bayrak sallarlar. Sosyal medyada mücadele ederler, Türkiye şartlarında işlerini yürütebilmenin en kolay yolu siyasete girmek veya siyasetin etkinleriyle samimi olmaktır. Bu sırtı okşanan zümreler, biraz başarı yakalayıp, evlatlarına torunlarına yaşanabilir bir vatan bırakalım diye hayaller kurarlar. Siyaset kaşarları, bu iyi niyetli ülke severlerin, omuzlarına basarak yükselirler. Bu gönüllüler ordusu, başka gidecek kapıları olmadığını düşünerek hep kaderlerine razı olurlar.
Siyasete girmiş idealistler hep vardır. Davası ülkeye ve milletine hizmet etmek olanlar da elbet çoktur. Son günlerde, İyi Partide Ülkücü gelenekten gelen üç il başkanı adayının hırslarını ve nefislerini kenara bırakıp birleştiklerine şahit olduk. Üstelik kurulduğu günden bu yana partisi için hizmet veren İlhami Okudan’ın, her toplantıda ‘ben il başkanı olursam, teşkilatları bırakıp vekil adayı olmayacağım’ cümlesini duyduk ve taktir ettik.
Bütün temennim, ülkesine ve milletine hizmet etmeyi her şeyin üstünde gören siyasetçilerin artmasıdır.
Hoşça kalın. hep gelecek nesilleri düşünerek kalın
Cengiz Savaşeri