ÜLKEMİZİN ALPARSLAN’LARI VAR OLDUKÇA

HIRİSTİYAN AVRUPA’NIN SULANMIŞ, UYUŞUK BEYNİNİ MEŞGUL EDECEKTİR.

Selçuklunun Anadolu ya yöneldiği, Alparslan gazinin Bizans’ı yerle yeksan ettiği günden beri; Hristiyan aleminin’’ Haçlının’’ bir hülyası, bir hayali oldu.

Türk’ün bu topraklardan sökülmesi ve yeniden Hristiyan merkezi haline getirilmesi dini ve milli bir akide haline getirildi.

Bu hayal ile haçlı seferleri düzenlediler. Ardı arkası kesilmedi bu seferlerin. Kilisenin asıl işi Anadolu ya hakim olmak ve İslami yok etmekti. Selçuklu ile baş edip bitiremediler, beylikler dönemlerinde de ayni davayı sabırla sürdürdüler. O,küçük beylik dedikleri Türk devletlerine bile güç yetiremediler. Osmanlı da da ayni mücadeleyi içten ve dıştan sürdürdüler.

Birleşik Haçlı güruhu, o koca aslanın her yerinden kanlı dişleriyle parçalar kopardı. Temelli öldürmek istedikleri Osmanlıyı yok edemediler ve bu millet Türkiye Cumhuriyeti adıyla ve her şeye rağmen büyüyerek varlığını sürdürdü. Üstelik bir de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla bir parçasını koluna takarak yoluna devam etti.

Ne var ki, haçlılar ne hayallerinden, nede alışkanlıklarından vaz geçemedi. Selçukludan beri bir türlü ele geçiremediği, çürük dişlerini batırdıkça iştahlandığı ve bu gün üzerinde Türkiye ve Kıbrıs Türk Cumhuriyetlerinin bulunduğu bu kutsal toprakları yiyemedikçe kudurdu. Kudurdukça çıldırdı, tehditler savurdu, salyalar akıttı.

Ve’’Sabırla koruk helva olur’’ sözünü sahiplenerek bir helva tarifi aradı. Ve bin yıllık sabırdan, hayalindeki Türk helvasını yapabileceği ümidiyle karanlık emellerini tekrar uygular hale geldi. Ülkemizdeki yardakçı payanda, işbirlikçi vatan hainlerini de yanlarına alarak tarife uygun bir helva karmaya başladılar. Gerçekleştirmek istedikleri haçlı hayali için eskiden bu yana olduğu gibi köleler, hizmetçiler, odalıklar, ölmeye hazır satılıklar, sırtlanlara parçalatılacak eğlencelikler, sömürülecek verimli topraklar, kanları emilecek semiz yiğitler gerekmekteydi. Aradılar ve ama bulamadılar..

Haçlının rüyası, ancak Türklerden karılacak bir helva yenilerek tamamlanabilirdi. Bunun için bin yıl sabrettiler. Adım adım sinsice karanlık oyunlarıyla biraz daha sabredip, sessizce ve fark ettirmeksizin, parça parça kazana atıp,hafif hafif ısıtarak kaynatıp,alıştıra alıştıra pişirmeliydiler ki,rehavet halindeki Türk helvası kabarıp,köpürüp bin yıllık hayallerini yıkmasın!..

Buna uygun olarak AB’ye almak istediklerini açıkladılar. Çok sabırlı bir şekilde, yavaş yavaş istediklerini sıraladılar. Öyle ki; ancak sömürgelerinden isteyebilecekleri taleplerini dahi dayattılar. Hatta çok daha kötü, devlet sırlarını istemek gibi ahlaksız tekliflerde bulundular.

Ne var ki; bu durumu görmesi gereken milletimiz ve devletimizin bütün unsurları ve iktidarda olan vatan ve miller sevdalısı siyaset bunu gördü. Haçlı Avrupalı zihniyetinin karanlık yüzünün farkına vardılar. Çok sabırlı, ancak biraz da sabırsızlanarak, önce Kıbrıs’ı, sonrada Türkiyeyi yiyerek haritadan silmek isteyen emperyalist haçlının oyunlarına alet olmadılar. Haçlı Avrupa’sı bin yıllık hasretini giderebilmeyi ve arzu ettiği Türk eti kemiğinin çatırtı sesleriyle Türkiyeyi yemeyi sabırla, hasretle ve ısıtarak bekleseler de..

Hasan Sabbah’ın sahte Cenneti gibi yurdumuzdaki uyuşturulmuş satılık beyinlere de gösterdiği hayallerle, Türkiye’yi, milleti, devleti ve vatanı helva fırınına doğru sürmek isteseler de.Hasan Sabbah’ın sahte cennetine doğru el ele olan dış ve iç mihraklar ..Ve onlara hazırlatılmaya çalışılan gıda:Bin yıllık sabır ile pişirilmek istenilen ve hayallerle iştahlarını kabartan Türk helvası …

Ülkemizin Alparslanları var oldukça daha nice Bin yıl daha Haçlı Hıristiyan Avrupa’nın sulanmış, uyuşuk BEYNİNİ meşgul edecektir. Saygılarımla.

Hasan ALPARSLAN Araştırmacı, Gazeteci-Yazar 25 Ağustos 2021