‘Zıvıtma’yı bırak, önce tabloya bak!-Mustafa Kazım Aydın Yazıları
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin 24 Mayıs Salı günkü grup toplantısında, ‘‘akşam saat 22.00’da bir kaçış planın antomisini ifşa edeceğim’’ dedi. Ülke sorunlarına duyarlı yurttaşlar, saat 22.00’ye yaklaşırken internet başına ve Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını verebilecek olan televizyon kanallarına kilitlendi.
Saat geldi, Kılıçdaroğlu konuşmaya başladı. Önce bir örgütlenmeyi ve bu örgütlenmenin şimdilik kaynağı belirsiz olan (tahmin edilen ancak kanıtlanmadığı için dillendirilmeyen) bazı para hareketlerini anlattı. Sonra bu tabloyu yorumladı.
Eldeki verileri ortaya koydu, bunun ne olabileceği konusunda kendi görüşünü açıkladı. Özet olarak şunları söyledi:
‘‘Ey halkım, bu ülkenin yöneticilerinin aile bireyleri vakıflar kurdu. Bunlar yasal olmayan çeşitli yollardan edindikleri paraları, buradaki vakıfları üzerinden başka ülkedeki vakfa para gönderiyorlar. Bu bir kaçışın planı, bu paralar senin paran. Bu paraları kaçırıyorlar ki yarın iktidarı kaybedince, kendileri de kaçacak.’’
Gazetecilikteki ‘‘haber kutsal yorum hürdür’’ ilkesi vardır; haber ‘‘ama’’sız, ‘‘ancak’’sız olduğu gibi verilir; sonra amaç ve olayın sonuçlarının neler olabileceği konusunda tahminde bulunulur.
Bir virüs ortaya çıktığında, bir madde bulunduğunda molekül dizilimi, atom yapısı gibi belirleyici özelliklerine bakıp adını koymak gibi…
Daha Kılıçdaroğlu konuşmasını bitirmeden AKP sözcüleri, iktidar yandaşı kanallarda açıklama yarışına girdi. Açıklama dediysem; olayın ne olduğunu vermeyen kanallarda sövgüden ibaret sözlerle olayı önemsizleştirme çabası.
Aynı zamanda troller dört bir yandan saldırıya geçti. Trollere bakıyorsun onlarda da aynı durum. ‘‘Kaçak sensin’’den ‘‘dış güçler’’ masalına, ‘‘bu Amerikan planıdır’’ndan ‘‘ezan susmaz, bayrak inmez’’ saptrırması ve FETÖ’cülük suçlamasına kadar sallamaya başladılar…
Oysa…
Ortada kaynağı araştırılmaya muhtaç paralar ve kamu kaynaklarıyla beslendiği bilinen vakıflar var. Bu paralar, bu vakıflar üzerinden bir başka ülkedeki vakfa aktarılıyor. Vakıfların kurucuları, yöneticileri aynı kişiler, akrabalık bağları veya başka yakınlıkları var.
Açık seçik ortada olan durum bu. Kılıçdaroğlu muhataplarına sorularını sordu, kamuoyuyla birlikte cevap bekliyor.
Sevgili troller! Siz de sallamayı, ‘‘zıvıtma’’yı bırakın, cevabınız varsa ağanızın adına siz açıklayın!
‘‘Zıvıtma’’, Muğla’nın bazı yörelerinde su katıp cıvık duruma getirmek (cıvıtmak); Denizli yöresinde ‘‘titremek’’ anlamında kullanılıyor.
Tarafları dinleyip karar verelim; ortada bir cıvıtmamı, titretme mi var, kim cıvıtıp kim titriyor- titretiyor?