Kurban sadakatin karşılığı – Hakki İşbecer yazıları
Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Önümüzdeki cumartesi günü arife; pazar günü de bayramın birinci günü.
Herkeste bir koşturmaca; kimi tatil, kimi sıla-i rahim yolunda. Telaş almış başını gidiyor.
Şehirlerarası ulaşım hizmeti veren şirketlerin temsilcileri bayram dolayısıyla biletlerin tükendiğini, 10 bin ek sefer için satışa sunulan otobüs biletlerinin de tükenmek üzere olduğunu belirtiyorlar.
Edindiğimiz bilgiye göre, bayram tatili süresince otobüslerle günlük ortalama 1 milyon yolcu taşınacakmış.
İlk insan ve peygamber olan Hazret-i Âdem’den (AS) bu yana devam eden kurban uygulaması, bizi Allah’a yakınlaştıran ibadetlerden biridir.
Biliyoruz ki; Mü’minlerin namazı, orucu, zekatı, haccı, kurbanı, hayatı ve ölümü âlemlerin Rabbi Allah (CC) içindir.
Allah’ın adıyla kurbanını kesen Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (SAV) şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Bu kurbanlar senin nimetindir ve senin rızan içindir. Benim, ailemin ve ümmetimin kurbanlarını kabul eyle!”
Kurbanın anlamı sadece bayram günlerinde ister küçükbaş, isterse büyükbaş olsun hayvan kesmek değildir. Aksine kurban; sadâkatin, Allah’a itaat ve teslimiyetin göstergesidir. Gerektiğinde malını, canını, evladını Allah yolunda feda etmenin sembolik bir ifadesidir.
Kurban; Allah rızası uğrunda paylaşma, ihtiyaç sahibine el uzatma alışkanlığı kazandırır. Mü’minleri cimrilikten, dünya malının esiri olmaktan kurtarır. Akrabaları, komşuları, dostları, hatta binlerce kilometre uzaktaki Müslümanları kardeşlik şuuruyla birbirine bağlar, kaynaştırır, bütünleştirir.
Yeryüzünde inancı ne olursa olsun, muhtaç olan herkesin imdadına koşmaktır kurban. Mazlumların sevincine, bayram neşesine vesile olmaktır.
Kurban Bayramı denilince hemen Hz. İbrahim (AS) ve oğlu İsmail’in kıssası akla gelir. Hani Hz. İbrahim (AS) aldığı ilahi emri oğlu İsmail’le paylaştığında, tam bir tevekkül ve teslimiyetle Allah’ın (CC) hükmüne razı olan İsmail (AS) şöyle cevap vermişti:
“Babacığım! Emir olunduğunu yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın. Sana direnmeyeceğim. Senin dediğini tartışmayacağım. Sana neden demeyeceğim. Sen ne ile emir olunduysan onu yap. Beni sabreden olarak bulacaksın.”
İslâm âleminin mü’min bireyleri her kurban bayramında, kurban ibadetini ifa ederken Hz. İbrahim (AS) ile oğlu İsmail’in Cenâb-ı Hakk’a mutlak tevekkül ve teslimiyetlerini yaşamaya çalışır.
O öyle büyük bir peygamberdir ki, oğlu İsmail ile beraber Allah’a iman ve kulluğun nasıl olması gerektiğini bütün insanlığa göstermiştir. Hak, hakikat, adalet, doğruluk ve gerçek özgürlük yürüyüşünden asla geri dönmemiştir.
Hz. İbrahim (AS), bir evlat (İsmail) ile bir ümmet kurmuştur. Kendisinden sonraki bütün peygamberlerin, mü’minlerin atası olma şerefine ulaşmıştır.
O’nun sabrı ve metaneti, şükrü ve cömertliği tüm Müslümanlara örnektir.