ALLAH İLE SAVAŞANLAR ASLA İFLAH OLMAZLAR! BATI DOĞRUDAN ALLAH İLE SAVAŞIYOR!
İnsanoğlunun fıtratına en uygun olan ve onunla aynîleşen din, kolaylık dini olan İslâm’dır…
İslâm’ın hayat ilkelerini hiç zorlanmadan, imkânlar ve şartlar dâhilinde yaşamaya gayret eden mümin Müslümanlar, Allah’ın hükümleri, tabi olma konusunda herhangi bir engele takılmadan emre âmâda olurlar…
“Ey iman edenler, Allah’a gerçekten inanmış iseniz, bu imanınızı ispat etmeniz gerekir…
İman etmek, ispatsız ve delilsiz sadece laf ile olmadığı bir gerçektir…
İman, amel ile ispatlanmalıdır…
İmana aykırı olan bütün düşünce, anlayış, hâl ve hareketlerin terkiyle beraber, imanın gereği olan salih amelin ortaya konulması, imanın varlığına delil teşkil eder…
Her ne kadar amel, imandan bir cüz değilse de, hiç salih amel işlemeden imanın varlığı anlaşılmaz!.. Bir kişinin iman sahibi olduğu, imanın gereği olan amelleri işlemesiyle anlaşılıp kabul görür!..
Biliyoruz, yeryüzünde kötülük hiçbir zaman eksik olmamıştır.
Aynı şekilde bütün çeşitleriyle ahlaksızlık da bütün toplumlarda az çok bulunmuştur.
Fakat ahlaksızlığın, fuhşiyatın Allah ile savaşma boyutlarına her zaman ulaşmadığını söyleyelim.
Nedense insanımız Lût Aleyhisselam’ın kavminin sadece erkek-erkekle ilişkisini görüyor fakat Allah ile savaşma boyutlarına ulaştığına fazla dikkat etmiyor.
Uzatmayalım, eğer böyle iğrenç sapkınlıklar bir memlekette aynı zamanda gücü, iktidarı ele geçirmişse, devletleşmişse…
Bu sapkınlıklara karşı olanlar azınlıkta kalmış, sesleri çıkmıyor, güçleri yetmiyorsa, ellerinden bir şey gelmiyorsa iyi bilelim ki orada Allah (cc) doğrudan devreye girer, savaşın tarafı olur.
Şimdi Lût Aleyhisselam’ın hayatını dönüp bir de bu gözle okuyalım.
“Kavminin cevabı ise; Çıkarın bunları memleketinizden, zira bunlar temizlik iddiasında olan kimseler…” demek olmuştu.
Özellikle bu sapkın kavmin sahip oldukları güç ve kuvvete bir bakalım;
“Ey Lût, eğer bu şekilde uyarılardan vaz geçmezsen kesinlikle seni sürüp çıkarırız!”
“Seni, başkalarına karışma diye uyarmadık mı?”
Sapkınların gücüyle birlikte Lût Aleyhisselam’ın zayıf kalışını itiraf edişini de unutmayalım;
“Keşke benim size karşı koyacak bir gücüm olsaydı veya güçlü bir desteğe d6aayanabilseydim.”
İşte bu noktada Allah Teala doğrudan devreye giriyor ve bildiğiniz gibi o toplum helâk oluyor.
İyi dikkat ederseniz bugün birçok Batı ülkesi aynı merhaleye ulaşmış durumda.
Bir toplumda sapkınların bulunması başka, güç sahibi, söz sahibi olması, kendilerinin haricindekiler üzerinde yaptırım gücünün olması başka şeydir.
Hatta bu azgınlıkların sapkınları sadece sözde değil, artık o ülkenin kanunları da onlardan yanadır.
Başta Müslümanlar olmak üzere kendileri gibi düşünmeyen, kendilerini uyaran herkes cezalandırılmaktadır.
Lût Aleyhisselam’a yapılan sürüp çıkarma tehdidi bugün batıdaki birçok ülkede geçerlidir, hele bir de bu uyarıcılar dışarıdan gelmişlerse.
Düşünebiliyor musunuz? Batı ülkelerinde bir imam veya sıradan bir Müslüman hiç kimseye söz konusu bu iğrençliklerin kötü bir şey olduğunu söyleyemeyecek, erkek-erkeğe, kadın-kadına veya akla ziyan diğer bütün rezaletlerin kötü bir şey olduğunu söyleyemeyecekler, kanun ve devlet onlardan yana.
İşte o andan itibaren Allah ile savaşları başlamıştır.
Ve Allah ile savaşanlar asla iflah olmayacaklaradır, bu böyle biline!