ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

ATSO ve ATB: Antalya ‘Ekonomik Afet Bölgesi’ ilan edilmeli

Yayınlama: 04.08.2020
Düzenleme: 02.08.2021 13:38
397
A+
A-

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ile Antalya Ticaret Borsası (ATB), Antalya ekonomisinin temsilcisi iki kuruluş. İki kuruluşun 2004’ten beri olan faaliyetlerini, Milliyet Akdeniz’in kuruluşunda ve yönetiminde yer almam nedeniyle yakından biliyorum.

Bu kuruluşların dikkatimi çeken önemli bir özelliği, her kriz öncesi ve kriz sürecinde hem üyelerini, hem ekonominin siyasi yönetimini, ciddi araştırmalara dayanan sağlam verilerle uyarmaları.

Ekonominin ve şirketlerin direksiyonlarındakileri adeta, ‘‘Dikkat, tehlike var! Yağınızı, suyunuzu, frenlerinizi kontrol edin, hız sınırlarını aşmayın!’’ diyerek, önlem alıp dikkatli olmaya çağırıyor.

ATSO Başkanı Davut Çetin ile ATB Başkanı Ali Çandır bu durum tespitini ve uyarıları üst perdeden seslendirmeleriyle bilinir.

Çatı örgütleri olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yönetimi en yanlış ve eksik kararları ‘‘bu hatalı olabilir’’ tarzından ifadelerle eleştirir gibi yaparken, ATSO ve ATB başkanları ise yanlışları, eksikleri altına renkli, kalın çizgiler çekerek vurgular.

Çetin ile Çandır, o yüksek sesli uyarılarını bir kez daha yaptı. Bayramdan iki gün önce 29 Temmuz’da meclis toplantılarında yaptıkları uyarılar, ulusal medyada yer bulamadı; Antalya bölge gazeteleri ile internet sitelerinde yayınlandı.

Başkanların durum tespiti ve uyarılarının ayrıntılarını merak edenler, kuruşların internet sitelerinden okuyabilir. Ortak vurguları ve çağrıları özet olarak şöyle:

GENEL DURUM

– Koronavirüs pandemisi yaşamı etkilemeye devam ediyor. Pandemide ikinci hatta üçüncü dalgalar olabilir. ‘‘Yeni normal’’ denen süreçte rehavete kapılmak yanlış olur.

– Kredi destekleriyle ekonomi hazirandan itibaren toparlanıyor. Bu toparlanmanın devam edip etmeyeceği belli değil.  

– Verileri doğru okumalıyız. Veriler doğru okunmazsa ekonomi yönetimi de bizler de hata yaparız. Kredilerle bir canlanma oldu, bu canlanma uzun süre devam edemez.

– Bugüne kadar kredi artışını Merkez Bankası destekledi, fakat artık frene basıyor. Çünkü enflasyon ve cari açık riskleri artıyor. Bütçe açığı 6 ayda 100 milyarı geçti.

– Yaşadığımız zorlukların bir kısmını öteledik, ancak ortadan kaldırdığımızı söylemek mümkün değildir. Yakın bir gelecekte birikimli olarak bu zorluklarla tekrar yüzleşme durumumuz var ve hazırlıklarımızı buna göre yapmalıyız.

– Şimdi esas olan yaşayacaklarımız ve buna göre bir ilerleme yolu bulmamız. Zor günleri atlatmış değiliz. Zaman, rehavet zamanı değildir. Özellikle yılın ikinci yarısı, önümüzdeki en az üç yılı etkiler konumda.

– Salgından önce de hane halkı ve işletmelerin borç yükü, kamu borç yüküne göre çok daha yüksekti. Salgın dolayısıyla sağlanan ilave kredi yükleriyle toplam durum daha riskli hale geldi.

ANTALYA’DA DURUM

– Antalya verilerini Türkiye ile karşılaştırırsak durum daha iyi anlaşılır. Bu yıl bir tesellimiz yaş meyve ve sebze ihracatımızın artmış olması. Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 15 düşerken, bizim ihracatımız yüzde 3 düştü. 

– Ancak konut satışı artışımız Türkiye ortalamasının yarısında kaldı. Vergi tahsilatında da daha olumsuz bir durum görüyoruz.

– Daha kötüsü, devletin istihdam desteklerine rağmen Türkiye genelinde nisanda 378 bin SGK’lı çalışan işini kaybetti. Antalya’da bu sayı 113 bin kişi oldu. Yani Antalya’da çalışan SGK’lı 5 kişiden 1’i işsiz kaldı, işini kaybedenlerin üçte biri Antalya’da.

– Bir tarafta gelirleri sıfırlanmış işletmeler, diğer tarafta yetersiz hibe destekleri istihdamı hızla eritti. İşten çıkarma yasağının getirilmesi, sorunu çözmüyor, öteliyor.
– Hizmetler sektörü bir bütün olarak, tarım sektörü de başta süs bitkileri olmak üzere belirli bölümüyle kapanınca kentimiz istihdamı için tam bir yok oluş ortaya çıktı.

– Karşılıksız çek oranımız henüz yüz 2.5 düzeyinde, çok yüksek bir oran değil. Fakat karşılıksız çek sayısında ve tutarında haziran ayında Bursa ve İzmir’i geçtik. Benzer durumu 2016 turizm krizinde yaşamıştık,

– Turizmde 6 aylık dönemdeki kaybımız yüzde 92’dir. Son günlerde bir miktar artış oldu, ancak halen eksi 90’lardayız.

– Mesele sadece Almanya’nın uygulamaları değil. Almanya’nın iç turizminde bile yüzde 40-50 düşüş oldu. İspanya, Yunanistan, İtalya’da da turizm canlanmadı; Avrupa, turizmi bu yılı pas geçip 2021, 2022 için çalışmaya başladı. 

– Turizm için, ülke olarak dünyaya doğru mesaj vermeye gayret etmeliyiz. Şu son dönemde dünyada Türkiye’nin konuşulduğu konular turizme fayda sağlayacak konular olmadı.

–  ATSO’nun ‘‘pandemi raporu’’nda, turizme bağlı olarak Antalya ekonomisinde ortaya çıkacak gelir kaybı iyimser senaryoda yaklaşık 20 milyar TL, kötümser senaryoda 29 milyar TL olarak öngörüldü…

NELER YAPILMALI?

– Antalya ve diğer turizm bölgeleri “Ekonomik Afet Bölgesi” ilan edilmeli. Resmi verilere göre ülkedeki istihdam kaybının yüzde 30’undan fazlası tek başına Antalya’da yaşandı. Bu durum bile Antalya’nın afet bölgesi ilan edilmesi için yeterlidir.

– Antalya pandemiden en fazla etkilenen ildir, bu nedenle destekler il bazında verilmeli, Antalya’nın kaybı telafi edilmeli. 

– Pandemiden ve turizm krizinden etkilenen sektörlerde destekler 2021 yılında da sürdürülmeli. 

– Turizm sektörü için fon kurulmalı, Merkez Bankası finansmanı sağlanmalı. Çünkü turizm sektöründe kredi artık çözüm değildir. 4 yıl önce Antalya turizmi kredisi 12 milyardı, şimdi 50 milyara gidiyor. Bu meseleyi tek başına bankalar çözemez.

– Tarımda “yeni normal”; iklim değişikliği, ekolojik ve akıllı tarımdır. Tarım sektörüne girdi finansmanı ve genç istihdam destekleri verilmeli. Tarımsal örgütlenme değişmeli. ‘‘Bölge Tarım Planlama ve Yönlendirme Kurulu’’ oluşturulmalı. 

Ya bu seslere kulak verilecek ve Antalya desteklenecek. Ya da Antalya kaybedecek, Türkiye ekonomisi daha fazlasını kaybedecek…

 

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.