Bayram turizmi ve hesap!

Bugün 31 Temmuz Cuma, Müslümanlar için 2020’nin Kurban Bayramı. Antalya yılın diğer bayramları gibi bu bayramı da buruk kutluyor. Çünkü Antalya turizm nedeniyle her bayramı çifte yaşardı.

Turizm lobisi bastırır, kısa tatiller uzatılır; yoğun insan ve para hareketi sağlanırdı. Asıl çifte bayramı başkaları yapardı ama bu hareketten asgari ücretle de olsa iş bulduğu, ürünü tek aracıyla (kabzımal) otellere (tüketiciye) ulaştırdığı için Antalyalı da sebeplenir, sevinirdi.

Bu yıl koronavirüs (coronavirus) COVID-19 salgını nedeniyle bu hareket durdu.

Dünya kelimenin tam anlamıyla ‘‘tıp’’ oynuyor, haliyle biz de bu oyundayız. Birazı mecburiyetten, birazı panikten, birazı da yokluktan; herkes yerine yapışmış durumda.

Dünyanın büyük kesimi mecburiyet ve panikten hareketsiz kalmışken, bizde büyük çoğunluk yokluktan kıpırdayamıyor. Her ne kadar ekonomimiz yükselişte, işsizlik ve enflasyon düşüşte olsa da aylık 1170 lira gelirle (ücretsiz izin desteği), eğer varsa yürüme mesafesinde bir parka gidip şezlong hayal edilerek bank sefası yapılabilir.

Özetle içeride hareket ve olma imkanı yok , yurt dışından turist gelmeyeceği de artık apaçık görülüyor. Dolasıyla Antalya’ya bu yıl turizmden ekmek çıkmayacak.

COVID-19 salgını tüm dünyayı etkiledi. Ancak yönetimsel sorunlar nedeniyle bazıları daha çok etkilendi. Biz daha çok etkilenenlerdeniz.

Bu hale gelişimizden hemen herkes ve her kesim farklı oranlarda da olsa sorumlu. Her adımın ne getirip ne götüreceğini bildiği halde sesini çıkarmayan turizmci, kendi yararını düşünmeden kuyrukçuluk yapan işçi ve çiftçi daha çok sorumlu.

Bu bayram, hazır misafir de yokken, yaşanan süreci gözden geçirip hatalarımızla yüzleşerek sorumluluklarımızı üstlenecek miyiz? Tapusunda ‘‘cami’’ yazdığı, ezan ve namazın hiç kesilmediği halde, ‘‘Ayasofya yeniden cami oldu, namaz kılınmaya başladı’’ diye sevinecek miyiz?..

Bayramınız kutlu, işleriniz ve sofralarınız bereketli olsun!