Bilgin: Yetti Artık!…

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ersan Bilgin, gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Bilgin, iktidarın politikalarını eleştirerek; “Vatandaş 20 yıldır bütün desteği verdi. İsterken azami verirken asgari. Yetti artık. Halen algı ile memleketi yönetme derdindeler. Erbakan Hocamız vefatından önce toprak ayaklarının altından kayıyor demişti. Bunu ise 4 başlıkta belirtti. Ekonomik yıkım, manevi tahrifat, eğitim, dış politika faciası. Lafa gelince Erbakan Hocadan bahsediyorlar” diye konuştu.

Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığı, Aralık Ayı İl Divan Toplantısı’nı Erdem Beyazıt Kültür Merkezi’nde Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ersan Bilgin katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantıda partililere hitap eden Bilgin, gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

İktidarın politikalarını eleştiren Ersan Bilgin, “Vatandaş 20 yıldır bu hükümete bütün desteği verdi. İsterken azami verirken asgari. Yetti artık. Halen algı ile memleketi yönetme derdindeler. Erbakan Hocamız vefatından önce toprak ayaklarının altından kayıyor demişti. Bunu ise 4 başlıkta belirtti. Ekonomik yıkım, manevi tahrifat, eğitim, dış politika faciası. Lafa gelince Erbakan Hocadan bahsediyorlar. Soruyorum faizle ilgili hangi adımları attınız? Bir tane komşumuz kaldı mı? Masa başından iş yapan iktidar anlayışını reddediyoruz. Adil, sevgi dolu bir yaşam istiyoruz. Bu durumdan çıkacak bir yol bulmanın, yollar açmanın kıymeti çok büyüktür. Bunun adresi de Saadet Partisi’dir”

diye konuştu.

Bilgin, “İnsanlar bir çıkış kapısı ve kendilerine umut olabilecek bir adres aramaktadır. Saadet Partisi olarak umudun ve çözümün adresiyiz. Bugün İşçi mağdur, işveren mağdur; emekli borçlu memur borçlu, yaşlısı da genci de bu iktidardan umudunu kesmiştir. Milyonlarca asgari ücretli çalışan, artık kendisine reva görülen bu hayata itiraz etmektedir. Sayıları yüz binleri bulan EYT ve KHK mağdurları sorunları çözüm olabilecek kadroların arayışı içerisindedir. Tam da böyle bir iklimde bize düşen insanlara umut olacak, onlara güven verecek politikalar ve söylemlerle öne çıkmak, canla başla çalışma zamanıdır” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ersan Bilgin konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şairin dediği gibi, “ne yaptığını bilene, dünya bir gün yol verir”, inanıyoruz, çalışıyoruz ve başaracağız Allah’ın izniyle. Ümit ediyoruz ki, maddi ve manevi sıkıntıların altında inim inim inleyen milletimiz, Milli Görüş ideallerimizi gerçekleştirmek, huzur ve saadete kavuşmak için Saadet Partimizi en kısa zamanda yetkilendirecektir, imza ve icraat makamına getirecektir. Çünkü nerden bakarsak bakalım, Saadet Partisi’ne ihtiyaç var.

– Ülkemizin pek çok problemi, insanımızın birçok sıkıntıları, gündemde de epey sıcak başlıklar var. Sözlerimizin hemen başında şunu ifade edeyim; sürekli olarak gündemin bu kadar hareketli ve hararetli olması zaten en büyük sorunlarımızdan birisidir. İnsanımız, hakikaten yüksek tansiyonlu gündemden yoruldu, bıktı ve usandı. 7’den 77’ye her vatandaşımızın gözü kulağı kim ne dedi, şu kurum ne açıkladı, bugün neye zam geldi, döviz indi mi çıktı mı; bu haberlerde.

– Burada sorunları tek tek sıralayacak değilim, sizlerin de zaten çok iyi bildiği üzere, ne yazık ki ülkemizde büyük bir kriz yaşanmaktadır. Bu kriz sadece ekonomik değildir, aynı zamanda ahlaki bir kriz de yaşanmaktadır. Tarımdan ekonomiye, adaletten sağlığa, dış politikadan eğitime Türkiye tıkanmıştır. Uçuruma doğru sürüklenmekteyiz, Allah muhafaza.

Ülkemizde hiç kimse yarın neye uyanacağını, nasıl bir tablo ile karışılacağını tahmin bile edemez haldedir. Toplumumuzun her kesimi, büyük problemlerle karşı karşıyadır.

İnsanımızdan uzak, milletin gündeminden kopuk, siyaseti sadece algılarla yönetmeye çalışıp, sadece ama sadece masa başından hesaplar yapan iktidar-yönetim anlayışını reddediyoruz.

Erbakan Hocamız, her vesile AK Parti hükümetinin ekonomik yıkım, manevi tahribat ve dış politika faciasına neden olduğunu ifade etmişti, şimdi 19 yılın sonunda bunları her yönüyle yaşıyoruz, ne yazık ki.

Vatandaşın bugün öncelikli gündemi ekonomi. Ülkemizin her yerinde görülen halk ekmeği kuyrukları yaşanan krizi gözler önüne sermektedir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yüksek enflasyon, Türk parasının değerinin erimesi, her geçen gün düşen alım gücü ve geçim sıkıntıları gibi başlıklar, hepimizce malum zaten…

Geçtiğimiz günlerde 2022 yılı bütçesi Meclis’te görüşüldü… Neticede yine halkın kazandığı bir bütçe çıkmadı. Genel Başkanımız “Bu halkın değil rantın bütçesidir” dedi. İnsanımız her geçen gün daha da fakirleşiyor. 1 trilyon 751 milyar lira olarak hazırlanan 2022 yılı bütçesinde en önemli gider kalemlerinin başında 240 milyar TL ile faiz ödemeleri gelmektedir. Özellikle AK Parti iktidarlarının, iktidara geldiği ilk günden bugüne toplam ödediği faiz miktarı, 522 milyar doları aşmış. Bu da her bir saat başı ülkemizin kaynaklarından insanlarımızın cebinden 3 milyon dolar paranın faize aktarıldığının açık bir göstergesidir. Dolayısıyla bu bütçe, bir faiz bütçesidir. 240 milyar liranın faize ayrıldığı bir bütçede, ‘aslan payını eğitime ayırdık’ demek, ilginçtir. Bu bütçede faize ayrılan para, milli eğitim dahil 16 bakanlığın ve bağlı kuruluşlarının bütçesinden daha da fazladır.

Bu bütçede emekli yoktur, asgari ücretli yoktur. Memur, işçi, emekçi yoktur. Kıt kanaat ayakta durmaya çalışan esnaf ve sanatkâr yoktur. Çiftçi, üretici yoktur. Toplumun tamamı yok bu bütçede, küçük bir mutlu azınlık dışında. Alım gücü her geçen gün düşen insanımızın derdine derman olacak bir kalem yoktur.  Aslan payı her yıl olduğu gibi bu yılda rantiyeye ve bir avuç mutlu azınlığa aktarılacaktır.

Çiftçimizin, KYK borcundan dolayı haciz gönderilen üniversite mezunu gençlerimizin borçlarını, en azından faiz yükünü sırtlarından alacak bir irade yoktur bu bütçede. Yine en çok faiz lobisi ve bankalar kazanacaktır. Rakamlar bunun habercisidir. 2022 bütçesinde, bu iktidarın ülkeyi düze çıkarabileceğine dair hiçbir emare ve ümit ışığı görülmemektedir.

– Yine bu çerçevede geçen hafta açıklanan asgari ücret tl olarak epeyce artsa da piyasaların pahalılı ve yaşanan ekonomik kriz açısından çok da yüz güldürmemektedir. Yapılan asgari ücret zammı enflasyon karşısında yetersiz kalmıştır. Enflasyon olan bir ortamda zammın hangi nispette olduğunu söylemenizin çok da büyük önemi yok. Eğer enflasyon yüzde 100 ise siz yüzde 90 zam yapsanız hiç bir kıymeti yok. Çünkü halkın yüzde 10 fakirleşmesine imkân veriyorsunuz demektir. Dün kaç ekmek alabiliyorsam bugün en az o kadar ekmek alabileyim ben aldığım zamla. Çarşıya, pazara çıktığım zaman evimin ihtiyacını rahatlıkla karşılayabileyim.

Sayın Cumhurbaşkanı, asgari ücrete, ‘Bugüne kadar görülmemiş’ bir artış yaptığını ifade etti. Yüzde 50 zamma görülmemiş bir zam dedi ama 1996 yılında Refahyol Hükümetinde Başbakan Erbakan Hocamız, ilk kademede yüzde 50 zammı herkese verdi. Onun arkasından da 6 ay içinde toplamda yüzde 100’ün üzerinde zam yapmıştır. Sadece bir kesim için değil, herkese, bütün memurlara, emeklilere, ziraatta, tarımda çalışanlara da büyük zamlar yapılmıştı. Yani Cumhuriyet tarihinde vatandaşın cebi için zam şampiyonu Milli Görüş’tür. Milli Görüş Partilerinin dışındaki iktidarlar ise son 19 yıllık AK Parti iktidarında olduğu gibi hep yandaşlarını, faiz lobilerini ve bankaları memnun etmiştir.

Ülkemizde her çalışan, herkes kendi geçimini sağlayacak kadar bir ücrete sahip olmalıdır. Milli gelir, adil dağıtılmazsa huzur olmaz. Ülke ekonomisinin, tarım ve sanayiyle kalkındırılması gerekmektedir. Saadet Partisi olarak kalkınma dediğimiz zaman iki tane temel hedefimiz var. Biz üretimi, sanayinin, gelişmenin, kalkınmanın en önemli adımı olarak görüyoruz. Tarımda da sanayide de teknolojide de biz ülkemizi üreterek kalkındıracağız, zenginleştireceğiz.

Bununla birlikte biz bu üretimden kazanılan geliri toplumda adil olarak dağıtılmasını da önemli bir görev olarak görüyoruz, hedef olarak benimsiyoruz. Milli gelirin adil dağılımı sağlanmazsa o ülkede huzur olmaz. Üretim ve adil paylaşım, adil ekonomik düzenin çok önemli unsurlarıdır. Bunu ancak Saadet Partisi iktidarı temin edebilir.

Öte yandan en düşük emekli maaşının, net asgari ücret tutarında olması istemiyle hazırladığı kanun teklifi, hafta içi iktidar milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

İşte şimdi geçtiğimiz Pazartesi günü yapılan açıklamalara bi bakalım… 1 günde döviz ve altın fiyatlarında önce +%30, ardından -%30 şok yaşanması normal mi? 24 saatte %60’lık bir dalgalanmayı hangi piyasa kaldırabilir?

İnsanımız nasıl hareket edecek, ihracatçılarımız, üreticilerimiz, esnaf, işçi, işveren neye göre karar alacak?

İktidar yaşananları her seferinde başkalarına fatura etmeyi adet edindi.. Fakat, ne olursa olsun olup bitenlerin faturasını her zaman milletimiz ödüyor.. Birileri Dolar yükselirken de, düşerken de kâr ederken; milletimiz ise hem yükselirken hem düşerken zarar ediyor! Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan anlayıştır bu! Zulümdür bu.

Aslolan ekonomiyi bir bütün olarak ele almaktır, parçacı ve müdahaleci yaklaşımla bugünkü ekonomik kriz daha da büyür… Ancak bu iktidarın böyle bir gündemi yoktur, buna mecali de kalmamıştır. Merkez bankasına, TUİK’e müdahalelerle, pansuman tedavilerle ekonomi ve diğer toplumun can damarı meseleler çözülemez…

Bugün milletimiz gayret ediyor, üretmeye çalışıyor, emek veriyor ama ne yazık ki evine ekmek götürebilmekte zorlanıyor, çünkü iktidar geçmiş dönemlerdeki diğer iktidarlar gibi gibi hala bankalara, rantiyeci ve faizcilere çalışıyor. Hangi partili olursak olalım, hepimiz sömürülüyoruz.

– Bilinen bir gerçektir ki, güven ve istikrarın olmadığı yerde ekonomi düzelmez. Ekonomisi güçlü olmayan bir ülkenin demokrasisinin, dış politikasının güçlü olması, tam bağımsız olması mümkün değildir. Bu sebeple acilen tüketim ekonomisinden-üretim ekonomisine geçilmeli, adil gelir dağılımı, adil paylaşım sağlanmalıdır. Türkiye’nin 81 ilinde üretim ve kalkınma seferberliği başlatılmalıdır. Bugün üretimi arttırıp, ithalat ve ihracat dengesini kuramazsan bu ekonomik krizden çıkamazsın… Onun için seçime gitmeli ve milletimizin madden ve manen yüzünü güldürmeliyiz, diyoruz.

– Türkiye, bu ekonomik tabloyu, bu umutsuzluğu, bu fakirleştirme modelini hiç ama hiç hakketmiyor. Biz bunları düzeltmeye talibiz. Bunu başarmak hiç ama hiç zor değildir! Çünkü yönetme ve idare etme işi, zihniyet, niyet, inanç, proje, kadro, tecrübe ve gayretle ilgilidir, bütün bu özellikler de Saadet Partisi’nde var elhamdülillah.

Biz Saadet Partisi olarak iddialıyız. Değil 20 yılda, 20 günde dahi ülkeye hakim olan iklimi değiştirir ve 20 haftada her alanda gözle görülür bir iyileşmeyi gerçekleştiririz. En son 11 aylık koalisyon dönemimizde çok şeyi başardık; şimdi de Allah’ın izni ve milletimizin teveccühüyle, 20 ayda insanımızı ve ülkemizi rahatlatacak adımları atarız. 20 yılda neler yapabileceğimizi ise bu iktidarın havsalası dahi almaz, alamaz!”

Gereksiz Tartışmalarla Kaybedecek Tek Bir Saniyemiz Yoktur. Gerçek sorunlara, gerçek çözümler gerekmektedir.  İnsanımız artık geçmişle korkutulmayı değil, bugünü ve geleceği konuşmak istiyor. Güzel şeyler duymak istiyor.

Bugün İnsanımız bir çıkış kapısı ve kendilerine umut olabilecek bir adres aramaktadır. Saadet Partisi Olarak Umudun ve çözümün adresiyiz. Sorunların çözümü ancak ve ancak Saadet Partisi’nin iş başına gelmesi ile mümkündür.

Biz Saadet Partisi’yiz, yarım asrı geride bırakan tertemiz bir siyasi geçmişimiz var, icraatlerimiz var, bilinçli ve çalışkan kadrolarımız var, memleketimiz için herkesle oturup konuşabilme özelliğimiz var, inancımız ve kararlılığımız var!

Siyaset ve iktidar çok konuşma, büyük konuşma ve algıları yönetme değil büyük işler yapma, az konuşma, algıları değil ülkeyi yönetme ve milletimizin huzur ve saadeti için çalışma yeridir.”

İl Divan toplantısına Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ersan Bilgin, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyeleri Hasan Güldal, Sedat Cengiz, İl Başkanı Ramazan Düzen, İlçe Başkanları, STK Şube Başkanları ve Saadet Partisi Kadın Kolları İl Başkanı Zübeyde Güler ve Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda partililer katıldı.

İl divan toplantısı sonunda teşkilat çalışmalarında üstün gayretlerinde dolayı Saadet Partisi Kepez İlçe Başkanı Mehmet Akburak, İsmet İzci, İl Kadın Kolları yönetiminde bulunan Şule Büber ve Şehnaz Tavşan’a plaket verildi. Ayrıca, partiye yeni katılan üyelere de rozet takıldı.