Bodrum’un döneri, bize nasıl döner?
Bodrum’un porsiyonu 48 euro’luk döneri Almanya ve İngiltere’de gazetelere manşet oldu.
Porsiyonun gramı yok haberlerde. Porsiyon 100 gram ise kilosu 480 euro, 150 gram ise 320 euro demektir.
Bu tür haberler genellikle Bodrum’dan gelse de turistik yörelerin tamamında yaşanabiliyor.
2017’de Antalya’da 12 kişilik gruba 4 bin 200 lira (1300 dolar) karides ve kalamar hesabı çıkarılmış, bir hayli tartışılıp konuşulmuştu.
Kendimin 1990’larda Kuşadası’nda porsiyon diye getirilen dilimlenmiş yarım şeftaliye birkaç kilo şeftali parası, Alanya’da bir porsiyon köfteye birkaç kilo et parası vermişliğim vardır.
O yüzden hiçbir mekâna fiyatlara bakmadan oturmam veya menüyü incelemeden sipariş vermem. Fiyatlar makul değilse kalkıp giderim, ar etmem.
Yurt dışına çıktığımda da en büyük meraklarımdan biri fiyatları incelemektir. Özelliği olmayan hiçbir mekânda yüksek ücret görmedim. Şöyle de denilebilir; özelliği yüksek ücret olan mekân görmedim.
Genellikle ülkenin veya bölgenin özgün yemekleriyle isim yapmış asırlık lokantadaki fiyat ile sıradan bir lokanta arasındaki fark birkaç euroyu geçmez.
Yüksek farka sadece Siplit’te (Hırvatistan) rastladım, otelin lokantasındaki fiyat dışarının iki katıydı.
Belki otellerde genellikle böyle olabilir ama gezdiğim hiçbir şehir merkezinde insanı şoklayan fark görmedim. Bazılarını özellikle not ettim.
Viyana’da 110 yıllık Figlmüller’de şinitzel, salata ve şaraba 20 euro gibi bir para vermiştim.
Barselona’da denizi ve şehri seyrederek yediğim deniz mahsullü salata ile beyaz şarap 18 euro’ydu.
Amsterdam’da en az 70-80 yıllık özgün İtalyan restoranında beş kişinin yemek parası olarak 140 euro ödedim. Yenilenler arasında parmesanlı makarna da vardı ve şöyle sunulmuştu:
Parmesan (bizdeki kaşar tekeri gibi) bütün halde servis masasıyla getirildi. Üzerine bir sıvı dökülüp yakıldı. Peynir tekerinin eriyen bölümüne haşlanmış olan makarna dökülüp karıştırıldı ve oradan tabağa alınıp servis edildi.
O yüzden Bodrum Belediye Başkanı’nın porsiyonu 48 euro olan dönerle ilgili savunmasını biraz havada buldum.
Çünkü beş yıldızlı otellerimiz 30-50 euro’ya her şey dahil yatak satarak turist çekmeye çalışıyor. Tur operatörlerimiz, bir kafile toparlayabilmek için kırk takla atıyor. Bir vurguncu çıkıp her şeyi yer ile yeksan ediyor.
Antalya’daki kazıklama olayı ‘‘bakıyoruz, inceliyoruz’’ denilerek unutturulup gitmişti. Bodrum’da bu kadarına bile ihtiyaç duyulmadı.
Oysa benzer durum Roma’da yaşanmış, turisti kazıklayan işletme fiyat nedeniyle olmasa da ‘‘sokağa fazla masa attın’’ denilerek beş gün kapatılmıştı.
Sosyal medyadaki yorumlarda, Bodrum Belediye Başkanı gibi, ‘‘Her yer mi öyle, o uç örnek. Mönüye bakmamış mı? 3-5 euroya döner yenilecek çok yer var’’ deniliyor.
Unutmayalım; dünyada kazıklanmadan gezilecek yer de çok var…