ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

ERDOĞAN.“ İSVEÇ VE FİLLANDİYA NATO ÜYELİĞİNE’’ HOOP DEDİ- HASAN ALPARSLAN YAZILARI

Yayınlama: 16.05.2022
423
A+
A-

‘’KENDİ KENDİNİZE GELİN GÜVEY OLMAYIN’’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine olumlu bakmadığını açıklaması, başta bu iki ülke olmak üzere Batı ülkelerinde geniş yankı uyandırdı.

Dış politika uzmanlarına göre hem iç politikada seçmenlerine mesaj vermek isteyen Erdoğan, Batı’dan veto tehdidiyle bazı tavizler almayı umut ediyor.

Türkiye’nin kendi gündemi ve kendi stratejik hesapları var. “Hepimiz kardeşiz. Hep beraber Batı dünyasını savunalım” duygusallığıyla hareket etmiyor.

Eğer Türkiye’nin bu ittifak ilişkisinde söyleyecek sözü ve kullanacak yetkisi varsa bunu da sonuna kadar kullanacaktır.

Türkiye’nin kendi gündemi ve kendi stratejik hesapları var. “Hepimiz kardeşiz. Hep beraber Batı dünyasını savunalım” duygusallığıyla hareket etmiyor.

Eğer Türkiye’nin bu ittifak ilişkisinde söyleyecek sözü ve kullanacak yetkisi varsa bunu da sonuna kadar kullanacaktır.

Türkiye defalarca hedeflerinin Kürtler değil PKK/YPG olduğunu söylemesine rağmen anlamak istemediler.

Sadece PKK/YPG de değil, FETÖ üyeleri de İsveç topraklarında güvenle Türkiye karşıtı eylemler yapıyorlar. Mesela FETÖ’nün birçok illegal medya organı İsveç merkezlidir.

Türk ordusunun sırları bu ülkeden deşifre edilmiştir.

İsveç hükümeti bunca suça rağmen FETÖ üyelerine bir de ödüller verdi. Hem İsveç fondaş medyayı da fonluyor.

Şimdi ise Rus korkusu yüzünden, bugüne kadar ittifak adına hiçbir bedel ödemeden elini kolunu sallayarak üye olmak istiyorlar.

Eğer üye olurlarsa askerleri tatbikatlarda Türk askeriyle birlikte savaş provaları yapacak. Sonra aynı askerler YPG’ye uğrayıp birlikte fotoğraf çekecek.

Bunu Amerikan askerleri çok yaptı.

İsveç ve Finlandiya askerleri de benzer bir tavır sergileyebilirler.

Muhalefet suskun…

Değil 6’lı ittifakı, yanına diğerlerini de alın.

Hepsini üst üste koyun..

Böyle bir atak yapmaya, “yürekleri var mıdır” diye sormayacağım..

“Anlamını kavrayıp da, ne cevap verirlerse, ne sonucu olur, ne cevap verirlerse Türkiye’ye ne kazandırırlar, ne kaybettirirler, hayallerinden bile geçirebilirler mi?” diye soracağım..

Cevap alamayacağımı bilerek…

Konu ne?

Rusya ile Ukrayna’nın savaşında, Nato’nun kıvılcımları malum..

Kavga zaten, Ukrayna’nın Nato üyeliğine adım adım ilerlemesinden başladı..

Tarihi ortaklıkları, sınırdaş olmaları, Rusya karşısındaki Ukrayna’yı ilk hedef haline getirdi..

Ama..

“İsveç ile Finlandiya, Ukrayna’nın başına gelenler, bizim de başımıza gelebilir mi” diye kara kara düşünüp.

“NATO üyeliği” konusunda bir atak yaptılar..

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, ülkesinin NATO’ya resmi başvuruda bulunacağını açıkladı.

İsveç’den de resmi yetkililer, benzer açıklama yapıp, “NATO’ya üyeliğimiz oybirliği ile kabul edilir” tahmininde bulundular.

Türkiye anında refleks gösterdi..

“Hoop beyler.. Kendi kendinize gelin güvey olmayın” dedi..

Bir yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin öyle çantada keklik olmadığını hatırlattı.

Erdoğan konuyu şöyle izah etti:

“İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyorum. Ama olumlu bir düşünce içerisinde değiliz. Çünkü daha  önce Yunanistan’la ilgili NATO konusunda bir yanlış yaptılar bizden önceki yönetimler. Ve Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı  NATO’yu da arkasına alarak takındığı tavrı biliyorsunuz. Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemiyoruz.”

Anında geliştirilen reflekste, bir taşla vurulan 10 kuşu görüyor musunuz?

Bir yandan 12 Eylül darbecilerinin, Yunanistan’ın NATO üyeliğine onay vermesine gönderme yapılıyor, bir yandan da aynı Yunanistan’ın Türkiye aleyhinde terörist faaliyet gösteren örgütlere desteği hatırlatılarak, aynı yanlışı tekrarlamayız uyarısı yapılıyor..

Belki en başta söylemem gerekirdi..

Bazı okurlarımız da, “Ali bey ne anlatıyor böyle. Türkiye tek başına, NATO’ya girmek isteyen iki devletle ilgili süreci engelleyebilir mi ki, bu anlatımlar yapılıyor” diyebilirler..

Aynen öyle..

NATO’nun yeni üye kabul etmesi ile ilgili mevzuatı, üye tüm ülkelerin ittifakla alacakları kararı öngörüyor.

“Türkiye farklı bir ülke.. NATO’nun genel bakış açısına kılçıklık yapabilirler, ittifakla üye kabulünü bir düşünelim” demişler mi, dememişler mi, ayrı konu..

Ben bunu hiç düşünmedikleri kanaatindeyim..

“Türkiye kim ki? Silahlarını bile biz veriyoruz.. Başındaki adamları da biz seçtiriyoruz. Niye sorun olsun ki?” demiş, gönül rahatlığı ile “Yeni üye kabulleri, ittifakla olur” maddesini koymuşlar..

Ama köprünün altından çok sular geçti..

12 Eylül darbecilerine, Kenan Evren’e, tek bir karşı avantaj vermeden, onlarca sorunumuz olan Yunanistan’ın NATO’ya üyeliğini kabul ettirdiler..

“Kara suları, Kıbrıs” diye başlayıp..

“Yunanistan ile aramızdaki şu şu sorunlar çözülsün, sonra NATO üyeliklerine onay vermeyi düşünürüz” diyemeyen darbeci Kenan Evren..

Türkiye’ye en büyük ihaneti de yapmış oldu..

Şimdi o sorunlar hâlâ, Türkiye’nin ayağına dolanıp duruyor..

Ama şimdi, Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türkiye..

Aslında Yunanistan ile aramızdaki sorunlarla  karşılaştırırsanız, pek de büyük ihtilaflarımız olmayan İsveç ve Finlandiya için, öyle bir açıklama yapıyoruz ki..

NATO’sundan, ABD’sine.. İsveç’inden Finlandiya’sına.. Tüm dünya ters köşe oluyor..

Rusya da diğer taraftan, “Helal olsun Türkiye’ye. Adamsınız adam” takdirini yapıyor..

Bir taşla, kaç kuş vurduk?

Şimdi gelsin bakalım NATO’nun genel sekreterleri.

Gelsin bakalım ABD’nin Dışişleri Bakanları..

Açıklama üzerine açıklama..

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, önce diyor ki, “Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğini engelleme niyeti bulunmamaktadır.”

Cumhurbaşkanının, Dışişleri Bakanımızın açıklamaları önüne konuluyor..

“Türkiye’nin; İsveç ve Finlandiya üyeliği konusundaki endişelerinin de çözüme kavuşturulacağından eminiz” diye kıvırıyor..

Sonra, “Türkiye, bazı endişelerini dile getirdi. NATO’da her zaman yaptığımız gibi endişeler olduğunda masaya oturuyoruz.”

Hah işte, masaya otur bakalım..

PKK terör örgütü için “Türkiye’nin iç sorunu” diyordunuz ya..

Suriye’den atılan havan topları için bile..

“Kem küm” deyip duruyordunuz ya..

Şimdi dökülün bakalım..

ABD Dışişleri Bakanı da, Türkiye’nin ustaca yaptığı diplomatik atak karşısında şaşkın:

“Çavuşoğlu ile görüştüm fikir birliğine varacağımıza inanıyorum.”

Sen inanmaya devam et, Blinken..

Fikir birliğine varıncaya kadar bir de bakarsınız ki, S400’den F35’e kadar yıllardır sergilediğiniz rezil tavrın tamamı çöp olmuş..

Türkiye’nin dış politikasını beğenmeyen birbirine benzemez 6’lı ittifakın ortakları şaşkınlıklarından dillerini yutmuş şekilde, gelişmeleri seyrediyorlar..

“Bizim Nato içinde, böyle bir itiraz hakkımız mı varmış? Aaa. Bunu öğrenmemiz iyi oldu” dercesine..

Olayları izliyor, izlerken de bir şeyler öğrenmeye çalışıyorlar..

Her ülkede klasik tavırlardır: İktidarda olanlar, diğer ülkelerle düşük sesle tartışırlar. Muhalefettekiler ise, “Asarız keseriz” diye söylem geliştirirler..

Bakıyoruz, iki ülkenin NATO üyeliğine müracaatları ile ilgili tartışmalara..

Türkiye’deki muhalefetin bu konuda bırakın “İki ülkenin PKK’ya desteği açık. Kaldı ki, Rusya ile aramızı niye açalım ki? NATO bizim hangi yaramıza merhem oldu ki. İki ülkenin üyelik talebini hiç tartışmadan veto ederiz” demeleri gerekir iken..

Bir tanesinden bile, küçücük bir açıklama yok.

Hani, bu tür ilişkilerden maddi kazanım çıkarımı ne derece doğru bilmiyorum ama..

Patates soğan fiyatı üzerinden ülkenin ekonomisini yorumlayanlar olduğuna göre..

Ben de size, “Türkiye’nin iki ülkenin NATO üyeliği için yaptığı nazın ekonomik değeri 40 milyar dolardır” dersem..

Hiç şaşırmayın..

Bir yandan ABD’den, NATO’dan alınacak tavizler, PKK’ya karşı elimizin güçlendirilerek terör örgütünün yalnızlaştırılması, diğer yandan Rusya’yla samimi bir komşuluk ilişkilerinin karşılığı..

Türkiye’ye 40 milyar dolar da kazandırır.  100 milyar dolar da..

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.