ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

ERDOĞAN, YERLİ VE MİLLİ OLDUĞU İÇİN Mİ DEĞİŞSİN ?.. PEKİ, YA SİZ!

Yayınlama: 23.06.2020
Düzenleme: 02.08.2021 13:26
391
A+
A-

Türkiye kendisine uzanan her dost elini samimiyetle kavrayacak öz güvene sahip bir ülkedir.

Ama bu devletin, kendisine silah doğrultanları, ülke içinde paralel yapılar kurmaya çalışanları da cüretlerine pişman edecek güce sahip olduğunu herkes çok iyi bilmelidir.

Terör örgütü sadece insanlığın, sadece ülkenin değil aynı zamanda milletimizin tüm fertleriyle birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır.

Terör örgütü kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler yerli değildir, bu ülkenin ve bu milletin bir parçası asla değildir.

Hangi adla, hangi kisveyle olursa olsun ülkemizin kazanımlarına saldıranlar, birliğine, bütünlüğüne kastedenler bu vatana ait değildir, isterse parlamentonun içinde olsun.

Tayyip Erdoğan’ın liderlik tarzının değişmesi gerektiğini 2013’ten bu yana koro halinde söyleyen malûm kesim, geçen seneki yerel seçimlerden sonra işi iyice tehdit ve şantaj boyutuna taşıdı.

Kılıçdaroğlu’nun üslubu asla bir ana muhalefet liderine yakışacak bir üslup değil.

Yanlış yaptığı eleştirildikten sonra bile o üslubu değişmedi.

Bu çarpık tarzı artık bir siyaset biçimi haline getirdi. Bu çirkin dile, milletin gönlünü kazanacak siyaset üretemedikleri için başvuruyorlar.

Kendi iç gerilimlerini, acziyetlerini bu yolla gizlemeye çalışıyorlar. Ancak milletimiz bütün bunları gayet iyi görüyor ve herkese notunu veriyor.

Erdoğan’ın, 2019 yılında yapılan yerel seçimler de dâhil olmak üzere girdiği bütün seçimleri kazanmasını bir türlü kabullenemeyenler, İstanbul ve Ankara belediyelerinin el değiştirmesiyle iyice kabaran kibirlerinden kurtularak Erdoğan’ın liderlik tarzını anlamaya çalışsalar, neredeyse yirmi yıldır halkın teveccühünü nasıl kazandığını da anlayabilirler.

Türkiye’nin son on yedi yılına damgasını vurmuş, halkın %51’sinin desteğini kazanmış ve liderliği kurumsallaşmış bir siyasetçi, nasıl değişebilir?

Bu insanları gördükçe Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “değişimi kim istemez, yeter ki ucu bize dokunmasın” sözünü hatırlarım.

Tayyip Erdoğan, kendilerine “endişeli modern” diyen “iflah olmaz seçkinci”ler istediği için mi değişsin?

“Yerli ve millî teknoloji” hamlesini başlattığı için mi değişsin?

Türkiye kendi gemisini, helikopterini, İHA’SİHA’sını üretebilir hale geldiği için mi değişsin?

Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Doğu Akdeniz’de bu ülkenin menfaatlerini kararlılıkla savunduğu için mi değişsin?

Dünyanın her yanına yardım eli uzattığı için mi değişsin?

Atatürk’ten bu yana ilk defa bir lider küresel bir vizyon inşa ettiği için mi değişsin?

Bu ülkenin geleceği için “en az üç çocuk yapın” tavsiyesinde bulunduğu için mi değişsin?

İsrail Filistin’i parça parça yutarken, İslâm dünyasında itiraz eden tek lider olduğu için mi değişsin?

Memleketin her tarafını duble yollarla donattığı için mi değişsin?

Halkımızı yüksek hızlı trenle tanıştırdığı için mi değişsin?

Dünyanın en modern havalimanlarını inşa ettiği için mi değişsin?

Otobüsten başka vasıta tanımayan bir halkı havayoluna alıştırdığı için mi değişsin?

Daha iyi bir siyasî alternatif var da onun için mi değişsin?

Peki, ya siz!

Tayyip Erdoğan’ı ve O’na oy veren geniş seçmen kitlesini anlamak için en küçük bir çabanız olmasın, sürekli şikâyet edin, hiçbir şeyi beğenmeyin, ilk fırsatta dalganızı geçin, yapabilirseniz iftiranızı atın, becerebilirseniz çelmenizi takın, gücünüz yettiğinde yakıp yıkın, kırıp dökün, linç etmeye kalkışın, ama dönüp kendinize asla bakmayın.

Dünyanın gittiği istikamete hiç kafa yormayın.

Sizin gibi düşünenlerin dışında hiç kimsenin bir kitabını, bir eserini okumayın, kazâra okuyan olursa mahalle baskısıyla dışlayın.

Kendi hayat tarzınız üzerinden sürekli taleplerde bulunun, ama başkasının hayat tarzına en ufak bir saygınız olmasın.

Siz hiç değişmeyin, ama Tayyip Erdoğan değişsin.

Ne kadar değişse de siz yine de tatmin olmayın.

27 Nisan e-muhtırasında âdeta zil takıp göbek atın.

AK Parti’ye karşı açılan “kapatma davası” tiyatrosunu yağlarınız eriye eriye seyredin.

Gezi Parkı olaylarında ülkeyi yangın yerine çevirin.

17-25 Aralık kumpasında, FETÖ’nün değirmenine su taşımak için birbirinizle yarışın.

 7 Haziran seçiminde PKK ile işbirliği yapın.

15 Temmuz hain darbe girişimini tencere tava çalarak kutlayın.

 Televizyonun karşısına geçip kahvenizi büyük bir keyifle yudumlayın.

Ekonomiye yönelik döviz operasyonuna her türlü desteği verin.

Yerel seçimlerde bölücülerle ittifak yapın.

Pandemi sürecinde ekonominin krize girmesi için elinizden geleni yapın.

Siz hiç değişmeyin, ama ömrünü bu ülkeye vakfetmiş olan Tayyip Erdoğan değişsin.

Unutmayın, Tayyip Erdoğan da değişiyor, ama halk istediği için.

“Halka rağmen halk için” değil, “halkla birlikte, halk için”.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.