FELAKET TELLALLARI!..

Yazar: Hasan ALPARSLAN AŞI ÜZERİNDEN FELAKET TELLALJIĞI TUTMADI. ARTIK “AŞIMIZ YOK, ÖLÜCEZ”DEMİYOR, “BATTIK ” DİYOR…

Bütün bir insanlık korkunç bir sınavdan geçiyor. Hızla yayılan ölümcül bir virüs yüzünden hemen herkes evlerine kapanmış, karantina hayatı yaşıyor. Sokağa çıkanlar da bin bir dikkat ve itina ile belirli önlemleri almak zorunda. Gökdelenleriyle ünlü şehirler adeta hayalet şehirleri andırıyor, tüm dünya üzerinde kıyametin provası yapılıyor gibi bir hava var.

Başta dünyanın süper gücü ABD’de ölüm kol geziyor, hastalara yetebilecek ne hastane, ne de cesetlere morg bulunabiliyor. Daha dünün göz kamaştıran New York şehrinde soğutmalı TIR kasaları insan cesetlerine ev sahipliği yapıyor. Dünya üzerindeki tüm devlet ve toplumlar, dehşetle yayılan bu musibetten payına düşeni fazlasıyla alacak ve bu halin yansımalarını iliklerine kadar hissedecektir. Bunların başında ise krizin yaşanacağı, insanoğlunun canıyla direkt ilgisi bulunan ekonomi alanı geliyor. Ülkemiz de felaket tellallarının sesi daha çok çıkıyor.

Felaket senaryosu yazandan geçilmiyor. Amaçları iyi niyetle uyarmak değil, algı operasyonu yapmak, yabancı yatırımcıyı engellemek ve içeride de hükumeti yıpratmak, yatırımı, piyasayı durdurmak, alışveriş yapmak isteyenlerde kuşku oluşturup insanları dövize yöneltmek, Türk parasını ve ekonomiyi çökertmek. Bütün bu olumsuzlukların sonucunda Ak Parti Hükumetinin ipini çekmek. Evet, sorunlu-netameli bir coğrafyada olmamıza rağmen, savaşların ve terörün kol gezdiği bir toprakta yaşamamıza rağmen, petrolde, gazda, dışa bağımlı bir ülke olmamıza rağmen ayaktayız, krizleri teğet geçtik, geçiyoruz, birçok ülkenin de önündeyiz, dünyanın on altıncı ekonomisiyiz.

İşsizlik rakamları tek hanede gözüküyor, faiz- döviz ve enflasyon üçlüsü henüz 2003 önceleri gibi değil. Avrupa’nın büyük ekonomilerinin büyüme oranı yüzde üçleri geçmezken, yüzde yedinin üzerinde büyüdük.. Dünya devleri battı, Türkiye’de büyük bir şirketin iflası söz konusu mu? Hayır. Dünya bankaları kamu yönetimine geçti, en sağlam bankalar olarak Türk bankaları ayakta kaldı mı? Evet. Bunları en iyi bilen kesim olmalarına rağmen ‘Öldük, bittik, mahvolduk’ diyen bazı işadamlarının anlattıkları gerçek dışı ve daha da önemlisi ahlak dışıdır. Gün kriz çığırtkanlığı değil, birlik günüdür. Siyasetçisiyle, işadamıyla, emeklisiyle, işçisiyle, esnafıyla moralimizi yüksek tutma, kendimize güvenme günüdür. Gazete manşetlerini gözden geçiriyoruz. Haber merkezimize düşen haberlere bakıyoruz. Videolar, sosyal medya paylaşımları, gündemdeki mevzular vesaire…

Tabii bir kulağımız da diğer haber kanallarında. İşimiz bu. Canlı yayın öncesi haftanın 5 günü her sabahımız böyle geçiyor… İster istemez ekonomist civcivin programına da maruz kalıyoruz… Pandemi’nin başında yaklaşık 1 yıl boyunca her sabah; “Aşı yok, ölücez”, “Bak Almanya, İngiltere kurtuluyor, onlarda aşı var bizde yok” diyordu. Aşı üzerinden felaket tellallığı tutmadı. Artık “aşımız yok, ölücez” demiyor, “battık” diyor… Yahu insan her sabah programa “her şey çok pahalı” diyerek başlar mı?.. İstisnasız her sabah!.. Program partneriyle birlikte küresel ekonomiden bahsediyorlar. “Çin’de sıkıntı büyük”, “ABD’de enflasyon rekor seviyede”, “İngiltere’de benzin kuyruğu” derken civciv dönüp “hıyar kaç lira olmuş biliyor musunuz?” diyor… Bıkmadan usanmadan her sabah… Sonra konukları alıyor, sebze meyve fiyatlarını veriyor.

Sanırsın bizim civciv kabzımal! Ardından dalıyor markete. “Peynir (ezine) kaç lira olmuş biliyor musunuz?” Bir de domates sorunsalı var civcivin. Birkaç hafta boyunca aynı mevzu; “Vatandaş pembe domates yiyemiyor!..” TÜİK büyüme rakamlarını veriyor. Civciv; “Büyüyoruz diyorlar ama bu bize yansımıyor, di’me hocam” Enflasyon rakamları açıklanıyor. Eğer beklenenden yüksekse; “Bak işte batıyoruz. TÜİK de onu söylüyor ” Eğer beklenenden düşükse “Hissettiğimiz enflasyon bunun çok üzerinde, yine batıyoruz, di’me hocam!..” İhracatta rekorlar kırıyoruz civciv onu da beğenmiyor. “Ama ham madde ve ara malları ithal ediyoruz. Kur yüksek. Çok ihracat yapmak bize yaramıyor, di’me hocam?!” Vatandaş adına da konuşuyor; “İnsanlar rekor büyüme ve ihracata bakmıyor.

‘Bize yansımıyor’ diyorlar, di’me hocam?..” Her sabah muhalefetin pandemi siyasetinde olduğu gibi, “millet aç aç, biz de açız di’me hocam” diyor. Bıkmıyor usanmıyor, her sabah aynı şeyi söylüyor. Millet ne yaşadığını, cebini zaten biliyor. Sen her sabah “açız” deyince n’oluyor?.. Civcive göre biz çoktan ölmüşüz. Acıyanımız yok. Her gün dinle, için kararır. “Batsın bu dünya” dersin. Pembe domates için ağlarsın!.. 3 saat ağladıktan sonra, mevzuyu (muhalefet partileri gibi) domatesten erken seçime bağlıyor. Ha, bir de numara yapıyor; “Ben politikadan anlamam. Politika yapmam.” Doğrudur… Zaten bu yazı da politik değil… Belgesel!.. Bak, cik cik cik…