KASET LE GELEN GENEL BAŞKAN KILIÇDAROĞLU CHP’SİNDE DİKİŞ PATLADI!…
Ana muhalefet partisinde yaşanan birtakım olumsuz gelişmelerle ilgili olarak ‘zevahiri kurtarmak’ şimdiye kadar kolaydı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’yi çok hafife aldı..
Hazzetmese de Cumhurbaşkanlığına aday göstermek zorunda kalmıştı..
Aday gösterdi göstermesine ama hemen peşinden operasyon çekmeye başladı..
Listesini çizdi..
Reklamlarını kesti..
Mitinglerde yalnız bıraktırdı..
Muharrem İnce parti içinde hareketsiz, etkisiz ve tek başına kaldı..
Zaten kurultayda tuvaletin kenarına oturtularak dışlanma sürecine de start verildi..
Sadece Muharrem İnce de değil..
Solun bütün renklerine kapı kapatıldı..
Varsa yoksa HDP ve mezhepçi siyaset..
Kemal Bey, CHP’yi yavaş yavaş marjinalleştirdi..
Merkezden oy alamayacak duruma getirdi..
Kemal Bey’i önümüzdeki süreçte zorlu günler bekliyor..
Evet, buralara kadar gelebilmesi bile büyük başarı..
14 seçim kaybetti ama Genel Başkanlık koltuğunu her kurultayda daha da perçinledi..
Örgütü biçti, kendi adamlarını delege yaptı..
CHP’yi tam anlamıyla mezhep partisine dönüştürdü..
Eleştirenleri kapının önüne koydu..
Kendi tabanı bile şaşkınlık ve kızgınlık içinde ‘ne olduğunu’ anlamaya çalışıyor..
Rüzgâr bugünlerde tersten esiyor..
Ama zehir zemberek açıklamalarla istifa eden üç milletvekili, CHP’de dikişlerin patladığını gösteriyor.
Ciddi yanlışlar yapılan ve iyi yönetilemeyen CHP’nin ideolojik yörüngesinden çıktığını vurgulayan milletvekillerinin, ‘Atatürk ile sorunu olanların görevden alınması, 10 Aralık hareketine geçit verilmemesi, HDP ile araya sınır koyulması…’ şeklindeki talepleri karşılanmadığı için istifa ettikleri, biliniyor.
Bu da, parti tabanını rahatsız edecek ittifaklara yelken açılmasının CHP’de dikişin patlamasının öncelikli sebeplerinden olduğunu gösteriyor.
İç meselelerle ilgili sert muhalefetine rağmen dış politikada devlet yanlısı tavırlarıyla bilinen bir parti idi, CHP.
Ancak, bir kaset darbesi ile genel başkanlığa gelen Kılıçdaroğlu’ndan sonra bu hassasiyetin kaybolmaya yüz tutması ile sıkıntılar başladı.
‘Doğuştan ve mecburen CHP’li’ olanları ciddi şekilde üzen sıkıntılı gelişmeler, partinin teşkilat yapısını etkilemekle kalmayıp, ciddi savrulmaları da beraberinde getirdi.
Aynı kaldırımda yürümeleri bile mümkün olmayan partilerle sağlanan ittifak, oy kaygısıyla belki hazmedilebilecek bir husustu.
Ancak partinin temel değerleriyle hiç alakası olmayan 10 Aralık gibi gruplarla işbirliğinin, ‘marjinallerin CHP’yi adeta teslim aldıkları’ şeklindeki bir algıya sebebiyet vermesi, işleri iyice kızıştırdı.
Üç milletvekilinin istifası ile başlayan hareketliliğin bir şekilde devam edeceği, kesin. En azından istifalar ve muhtemel sonuçları ile ilgili ciddi tartışmaların yaşanması, kaçınılmaz.
Benzemezlerle oluşturduğu ittifak, birtakım marjinal yapıların temsilcileri ve kim olduğunu sadece kendisinin bildiği ‘dostları’ ile AK Parti iktidarını işbaşından göndermeye çalışıyordu, Kılıçdaroğlu.
Ancak CHP, genel başkanı sayesinde ‘Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma’ riski ile karşı karşıya şimdi…