KILIÇDAR OĞLU YİNE ZIVITTI: ERDOĞAN KAÇACAK- HASAN ALPARSLAN YAZILARI
MADE İN PENTEGON ALGI OPERASYONU.
CHP Lideri yine büyük bir iddia ortaya attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaçış planını açıklayacağını ilan etti.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir müfteriden, hiçbir mücadeleden ve hiçbir zorluktan kaçmadı.
Cumhurbaşkanımıza kaçacak diyen müfteriler, ya ülkemiz dışına kaçtılar ya da darbe teşebbüsü sırasında tankların arasından sıvışıp kaçtılar.
İftira, yalan ve çarpıtma, siyaset yapma değildir; ahlaksızlıktır. İftira, yalan ve çarpıtma üzerine siyasetini bina edenler, bugüne kadar Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı durdurmayı da yenmeyi de başaramadılar.
Yine başaramayacaklar. Yine kaybedecekler. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı hapse attılar bitiremediler, Gezi kalkışmasıyla indiremediler, 17/25 Aralık kalkışmasıyla halledemediler, 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle deviremediler. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği sayesinde inşallah yine başaramayacaklar.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kaçacağını daha önce de iddia etmişti.
Ne zaman ve nerede?
FETÖ’NÜN KANALINDA
19 Mart 2014 tarihinde.
FETÖ’nün televizyonu STV’de.
STV Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu ile canlı yayında.
Kılıçdaroğlu: Emin olun yurtdışına kaçmaktan başka bunun bir çaresi yoktur. Erdoğan için söylüyorum. Kaçsa da onu bu ülkeye getireceğiz.
Abdullah Abdulkadiroğlu: Kaçmak derken, niye kaçsın?
Kılıçdaroğlu: Kaçacaktır efendim. Yargılanacaktır. Bunun kurtuluşu yok.
Kılıçdaroğlu’nun desteklediği FETÖ’cüler kaçtı ama Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yönetmeye devam ediyor.
Kılıçdaroğlu bu iddialarına dün bir yenisini daha ekledi.
Kılıçdaroğlu daha önce de ‘Erdoğan’ın kaçacağı’ ülkeyi bile ilan etmişti.
26 Mart 2014 tarihinde Denizli mitinginde, Erdoğan’ın Sudan’a kaçacağını öne sürmüştü.
Erdoğan o tarihten sonra ikisi cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere dört genel seçimi, iki yerel seçimi, bir referandumu kazandı.
Kılıçdaroğlu’nun saatler öncesinden ilan ettiği açıklaması TÜRKEN Vakfı’yla ilgili olduğu ortaya çıktı. TÜRKEN Vakfı Ensar ile TÜRGEV’in yurtdışında Türk öğrencilere hizmet vermek için kurulmuş bir vakıf. Ağırlıklı olarak ABD’de faaliyet gösteriyor.
Kılıçdaroğlu, bu operasyonu kimin adına çekiyor?
Kılıçdaroğlu’nun öne sürdüğü iddiaların Yurter Özcan tarafından ABD’den Türkiye’ye taşındığı söyleniyor.
Bu operasyon Kılıçdaroğlu’nun operasyonu değil. NATO’da sorun çıkaran Erdoğan’a ABD’nin yaptığı bir operasyon.
Operasyonu Kılıçdaroğlu’nun başlatması sizi yanıltmasın operasyon Made In Pentagon operasyonu.
Bu ülkenin o tarihdeki Başbakanı Tayyip Erdoğan, meydan meydan dolaşıp, FETÖ’nün nasıl alçak bir örgüt olduğunu halka anlatıyor..
“Bunlar haşhaşi” diyor..
Ülkenin başbakanının, bu sözleri meydanlarda yüz binlerce insanın huzurunda canlı olarak dillendirdiği günlerde, Kemal Kılıçdaroğlu FETÖ’nün Samanyoluhaber’ine çıkıyor..
Şimdi ABD’de kaçak yaşayan FETÖ’cü Abdullah Abdülkadiroğlu’nun karşısına geçiyor..
Önce..
“Suriye’ye girecek. Seçim öncesinde Türkiye’yi savaşa sokacak..” diyor..
Karşısındaki FETÖ’cü bile, ya şaşırıyor..
Ya da önceden sözleşmişler, şaşırmış rolü yapıyor..
“Tahmin mi yoksa duyumlar mı var?” diye soruyor.
Tıpkı bugünlerde, “SADAT askeri eğitim yapıyor. Kamplar var. Siyasi suikastler yaşanabilir” iftirasında kendisine “Elinizde belge bilgi var mı?” diye sorulduğunda, verdiği cevaptaki gibi, “Duyumlar var” diyor..
FETÖ’nün çok güçlü isimleri ile görüşmüş, çok garantili kendisine sözler verilmiş olmalı ki, 19 Mart 2014 günlü FETÖ’nün kanalındaki canlı yayında, “kem küm” etmeden, net şekilde, “Erdoğan’ın kaçmaktan başka çaresi yok. Erdoğan kaçacak, bunun kurtuluşu yok, o kaçsa da biz onu getirip yargılayacağız” diyor..
Yine sözleşmeli FETÖ’cü şaşırmış gibi soruyor, “yurtdışına derken?”
“Emin olun yurtdışına kaçmaktan başka çaresi yoktur. Erdoğan için söylüyorum kaçsa da onu bu ülkeye getireceğiz.”
Tarihi tekrar hatırlatıyorum: 19 Mart 2014.
FETÖ’nün emniyet darbesi ile hükümeti devirmeye kalkmasının üzerinden 3 ay geçmiş.
Emniyet darbesi sonrasında Türkiye’nin planlı ilk seçiminin yapılmasına 12 gün kalmış.
Türkiye çalkalanıyor, AK Parti gidiyor naraları ortalıkta atılırken..
Kemal Kılıçdaroğlu da havaya girip, bu ülke için geceli gündüzlü çalışan Erdoğan’a iftira atıyor..
“Kaçacak” diyor..
Üzerinden bugün itibari ile tam 8 yıl geçmiş..
Erdoğan kaçmış mı?
Tam aksine..
O günden bugüne..
Ülkeye hizmet anlamında, dev projeleri hayata geçirmiş.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden başlayın. Osmangazi Köprüsü’ne, Marmaray’dan Avrasya Tüneli’ne, Çanakkale Köprüsü’ne, İstanbul Havalimanı’na..
Kaçacak dediği Tayyip Erdoğan, o günden bugüne, araştırsanız üst üste üç gün tatil yapmadan çalışmış..
15 Temmuz hain darbe girişimi yapıldığında bile, hiç tereddütsüz, darbeciler savaş uçakları ile insanların üzerine bomba yağdırdığı saatlerde, birçok kişinin nerede olduğunu bilmediği Marmaris’teki mekandan, halkı ile buluşmak üzere İstanbul’a gelmiş..
İstanbul’a doğru uçarken, havalimanı henüz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük ümitler beslediği FETÖ’cü darbecilerden kurtarılmamış..
Ama hiçbir tereddüt geçirmeden, Erdoğan Yeşilköy Havalimanına gelmiş..
Kılıçdaroğlu ise, aynı havalimanından, darbecilerin tankları arasından sıvışıp, Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine kaçmış..
Evet kaçmış..
Biz Tayyip Erdoğan’ın, “Halkımı meydanlara çağırıyorum” daveti sırasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nu göremiyoruz.
Çünkü Kılıçdaroğlu kaçmış..
Erdoğan’ın, İstanbul’da havalimanına indiği ve canlı yayın yapıldığı saatlerde Kılıçdaroğlu’nu ne televizyonlarda, ne sosyal medyada, hiçbir yerde göremiyoruz..
Çünkü Kılıçdaroğlu kaçmış!
Taa ki..
Devlet darbecileri derdest ettikten sonra, hakimiyeti ele geçirdikten sonra..
Kılıçdaroğlu meydana çıkmış..
Aynı Kılıçdaroğlu, şimdi 8 yıl sonra..
“8 yıl önce ben bu yalanı söylemiş, rezil olmuştum. FETÖ kulağıma üflemişti, ben de robot gibi tekrarlamıştım. Ama adam yiğitliğini gösterdi, kaçmayı boşver, darbecilerin elinde olan havalimanına inip, hepsine meydan okudu. Aynı yalanı değil, başka bir yalan bulayım, onu söyleyeyim” diye düşünme ihtiyacı bile hissetmeden..
Büyük ihtimalle 8 yıl önceki iftirayı kulağına üfleyen FETÖ’nün söylemini, şimdi tekrar dillendirdi..
Kılıçdaroğlu’nun biu iftirayı dillendirmesinin üzerinden 2014 mahalli seçimleri geçmiş.
Erdoğan aslanlar gibi, il il dolayıp, FETÖ ile mücadele etmiş..
2014 cumhurbaşkanlığı seçimine girmiş, “Topunuz gelin” resti ile meydanları CHP’ye dar etmiş, FETÖ’nün inlerine girmiş..
2015 yılında iki defa genel seçim yapılmış. FETÖ’cülerle de, PKK ile de, CHP ile de mücadelesinden milim taviz vermemiş..
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında, darbecilere öyle bir tokat indirmiş ki, 40 yıllık sinsi yapılanmanın belini kırmış..
2017 referandumu yapılmış.. Yine Erdoğan meydanlarda, gitmedik il bırakmadan meydan meydan dolaşmış..
2018 genel seçimleri.. Taa 4 yıl öncesinde “Kaçacak” denilen Erdoğan, CHP’yi rezil etmiş.. Utanmaları olsa yerin dibine geçecek hale düşürmüş..
2019 mahalli seçimlerinde, İstanbul ve Ankara’da seçimi kaybetmiş olsa bile, Türkiye genelinde CHP’yi ikiye katlamış..
Hatta. Mahalli seçimler öncesinde “İstanbul ve Ankara’yı kaybederse, Erdoğan kaçacak” diye, yine ahlaksızca iftiralar dillendirilmiş, ama ülkeye hizmet etmekten, Erdoğan yine bir gün bile geri durmamış..
Şimdi..
Yine aynı mavalla, Kılıçdaroğlu sahneye çıkıp, “Kaçmanın hazırlıklarını hızlandırdılar. Erdoğan vakıf süsü verdiği paralel yapılarla yurtdışına devasa paralar aktarıyor. Yurtdışındaki yapının başlarında da Erdoğan’ın aile bireyleri geliyor. O yabancı ülkede oturma ve çalışma izni çıkarma istiyorlar paravan yapı üzerinden. Birkaç yüz kişi ile sınırlı. İzin çıkarma peşindeler!” diyor..
Kendi yalanına, kendi de inanmıyor.. “2023’te de yine seçimi kazanamayacağız” diyor..
Yoksa, Erdoğan kaçacak iftirasına, kendisi inansa, “Oh be.. Ömrümüzün sonunda bir seçim kazanacağız” diyerek havalara zıplaması gerekirdi..
Öyle bir sevinç görebiliyor musunuz Kılıçdaroğlu’nda?
Ben göremiyorum..
O halde “İftiranızla batın. Yalanlarınızla yok olun.. Alçak suçlamalarınızla mahv-ü perişan olun. Allah size gün yüzü göstermesin. Sıçratmak istediğiniz çamurda boğulun!” diyelim..
Bülent Arınç beye de soralım..
“Kemal bey, bunları hakketmedi m