Ramaza’nın Nur’u..!

Geldi de gidiyor bile.

Bu güne kadar ne sonlar yaşadık ama hiç birisi Ramazan ayının nuru ve selameti gibi olmadı.

Olamaz da zaten.

Bir bereket yaşanıyor Ramazan ayında. Herkes bir başka düşünmeye başlıyor ve adil olmaya çalışıyor.

Diğer 11 ayda adil olunmuyor mu.?

Elbette olunuyor ve hakkın haklıya verilmesinde hiçbir yanlışlık yaşanmıyor.

Hayır, kurumları ellerinden geldiği kadar dini vecibeleri yerine getiriyor ve maneviyat kazanılıyor.

Hayır kurumları derken, Elbette sadece kurumlar değil.

Kişi ve kişiler de bu maneviyat içerisindeler elbette.

İnsanın huzur içinde olması ne kadar güzel değil mi.?

Şöyle bir geçmişi gözümün önüne getiriyorum da, ramazan günlerinde bazı restoranlar iş yerlerini açmaz, açık olanlar da, içerisi görünmesin diye camlarını kâğıtlarla kapatırlardı.

Ne güzel adetlerimiz vardı, hepsi zamana yenik düştü.

Zamana yenilmeyen ve yok olmayan şükürler olsun ki imanımız.

Fitre ve zekatlar maneviyatımızın bir parçası.

Vermek için belirlenen kişiler elbette var ama yine de işaret edilen yerleri görmezlikten gelemeyiz.

Yazımızın başlığını Ramazan’ın Nur’u olarak belirlemiştim.

Uzun zamandır bu konu ile ilgili olarak yazmak istemiştim, kısmet bu güneymiş.

Allah Ramazan’ın Nur’unu kullarına daim kılsın inşallah.

Sağlıklı ve mutlu kalın.