ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

Şehirlerin ruhu vardır

Yayınlama: 25.09.2020
Düzenleme: 02.08.2021 13:38
577
A+
A-

Şehirlerin de bir ruhu vardır. Bir şehirde yaşayan insanlar zamanla yaşadığı şehrin ruhuyla karakteristik açıdan özdeşleşirler. 

Şehirlerin ruhundan söz ederken, genel manada şehirlerin karakteristik yapısını, kentlilerin yaşam tarzını irdelemek lazım. Kent sakinlerinin kültürlerini ve alışkanlıklarını incelediğimiz zaman, birçok farklılıklara tanık oluruz. En kestirme misallerden biri, Gaziantep halkının geneli sabah kahvaltısında cart lak kebabı (ciyer) yer. Batı illerinde böyle bir adet yoktur. Karadeniz kültüründe ise mıhlama olmadan kahvaltı olmaz. Güney illerimizden Antalya ve çevresinde serpme börek revaçtadır.Hayvancılığın fazla olduğu bölgeler genelde peynir, süt ve yumurta öncelikli kahvaltı masasına sahiptir.

Türkiye’nin yörelerindeki yemek kültürünü yazmak çok zordur. Her yörede hatta her ilde değişik lezzetlere rastlarız. Türkiye’ye geniş bir pencereden bakmaya kalkarsak, tüm illerimizde her yöreye ait yemekleri bulmak mümkün oldu.

Konuya en temel yaşam ihtiyacımız olan beslenme alışkanlığı ile girdim. Asıl amacım, kentlilerin yaşam alışkanlıklarına değinmektir. İstanbul gibi çok kalabalık bir kentin insanları, trafik yoğunluğuna, toplu taşıma araçlarının sıkışıklığına alışmışlardır. Daha az nüfusa sahip illerde yaşayanlar, trafik yoğunluğuna tahammül edemezler. Deniz, kum, güneş, sahil kesiminde yaşayanlar için vazgeçilmezdir. Orta Anadolu ve güney doğu insanı için deniz ve güneş çok önem arz etmez.Kendilerine orman alanlarında vakit geçirmeyi severler. Sıra geceleri gibi, çiğ köfte geceleri gibi alışkanlıkları vardır.

Şehirlerin ruhunu en fazla düğünlerde görebiliriz. Türkiye’nin yüzde seksen ilinde davul zurna çalınır ama, Karadeniz’de tulum veya kemençe çalınır. Horon oynanır. Teke yöresi olarak adlandırdığımız Isparta, Burdur, Antalya üçgeninde teke zortlatması sektirme, Serik zeybeği, yayla yolları gibi yöresel oyunlar oynanır. Erzurum’un barı, doğu ve güneydoğu bölgesinin halayı ve  Ege bölgesinin zeybeği, yöre insanının karakteristik özelliklerindendir.

Elbette ki kentler göçler vesilesiyle kültür kaynaşmasına sebep olmuştur. Ne var ki şehirlerin coğrafi yapısına göre, yemek kültürlerine ve örf ve adetlerine göre hayat tarzları oluşmuştur.

Bazı yörelerde insanlar tedirgin bir yaşam sürmüşlerdir. Tarihten gelen, bilinç altı korkuları taşımışlardır. İnsan doğası, korunmaya programlı olduğundan, bazı yörelerdeki hayat, güvenlik öncelikli olmuştur. Silaha düşkünlüğü veya silah bulundurmayı emsal gösterebiliriz. Son 50 yılda artan terör de bölge insanlarını korunma içgüdüsü ile huzursuz etmiş ve  silahlanma ihtiyacı doğmuş.

Aslında şehirlerin ruhu derken, tarihi yapılarına, o kente damgasını vurmuş Eyfel kulesi, Taç Mahal, Ayasofya veya Sultanahmet gibi birçok yapıdan söz edebiliriz, kentlere ruh katar diyebiliriz. Yine de kantlar yaşayanları ile canlılık kazanıyor ve kent sakinlerinin ortaya koyduğu alışkanlıkları, tarihten gelen kültürel değerleri, bence şehirlerin ruhunu oluşturuyor.

Kentliler, kendilerini rahatlık ve kaygısızlığın döşeğine salıvermişler, mutluluk ve bolluğa gömülmüşler, mallarını ve kendilerini koruma işini, yönetenlerine, valilerine, yargıçlarına ve sürekli koruma görevlilerine bırakmışlardır. Ve çevrelerini kuşatan kale duvarlarının, önlerinde dönüp dolaşan bekçilerin ve nöbetçilerin sağladığı güvenceyle uykuya dalmışlardır. Hiçbir kaygı, uyarı heyecanlandırmaz onları. Ellerinden kaçabilecek avları da yoktur. Alabildiğine iyimserlerdir ve kendilerini güvenlik içinde bulurlar. Bu nedenle silahlarını bırakmışlardır.

Sağlıcakla kalın..

Cengiz Savaşeri

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.