Su sıkıntısına dikkat..!
Dünyanın iklim dengelerinin değiştiğine dağir, birçok uzman görüşü var. Sıcaklıkların artması sonrası, buzulların erimesinden göllerin ve akarsuların kurumasına kadar yüzlerce makale yazılmış.
Çocukluğumdan bu yana, kullandığımız suyu idareli kullanmamız noktasında yapılan ikazları bilirim.
Eski Türk geleneklerinde, durgun suyu kirletenlere ağır cezalar verildiğini, araştırmacılar kitaplarında belirtmiş.
Her konuda olduğu gibi su kullanımı konusunda ve doğayı kirletme konusunda oldukça duyarsız bir toplum olduğumuzu söyleyebilirim. Sık sık basında ve sosyal paylaşımlarda kirletilmiş akarsular, çöplerle dolu piknik alanları, plajlar yayınlanıyor. Artan nüfusa göre, sular artmıyor. Üstelik azalıyor. Bu konuda okullarda gençlerimiz eğitilmelidir.
Konu başlığı su olduğuna göre, fabrikaların zehirli atıklarını derelere boşalttığını, barajlarımızı dolduran yeraltı sularının arazilerde açılan kuyularla eksiltildiğini dile getirmemiz gerekir. Bu konuda oy uğruna mahalle yapılan kırsal yerleşimlere belediyelerin suyla ilgili çalışmaları kaplumbağ hızıyla sürmekte. Birçok iç kesim mahallelerinde su depolayıp köylü vatandaşın evlerine su götürecek çalışma yok. Seçim dönemine kadar da olacağa benzemiyor.
Mahalle aralarında, evlerin arka bahçelerinde yıkanan araçları, yaz sıcaklarında sulanan ağaçları ve çiçeklerimizi de düşünürsek, sarf edilen suyun ne kadar çok olduğunu bilmemiz gerek.
Televizyon kanallarında ve yazılı basında defalarca dikkat çekilen kuraklık konusu, akarsuların yok olması, göllerdeki suların çekilmesi, toplumu ne kadar ilgilendiriyor bilemiyorum ama susuzluk feleketi yaşanırsa ileriki yıllarda corona tahribatı bile yanında zayıf kalacaktır. Üstelik corona gibi hastalıkları önlemek için, belki el yıkayacak su bile bulamayacağız.
İnsan vücüdü yeterince su tüketemezse, böbrek hastalığı başta olmak üzere cilt hastalıkları ve benzer birçok hastalıkla uğraşacaktır.
Uzmanlara göre, Türkiye sanıldığı kadar suyu bol bir ülke değil. Bir de elde olan su kaynaklarını, dereleri hoyratça tüketirsek, ders almadığımız Afrika gibi susuzluk çekmemize az kaldı demektir.
Yine uzmanlara göre işin bir diğer boyutu, nükleer denemelerle atmosfere zarar verilmesidir. İklimlerdeki değişikliiğe atmosferdeki ozon tabakasının tahrip olmasının sebep olduğunu ileri süren uzmanların sayısı epey fazla.
Karikatürlerde oturduğu dalı kesen acemi ormancı gibi, yaşadığımız dünyamızı ellerimizle yok etmeye devam ediyoruz. Bu konularda yeterli duyarlılık gösteremeyen orta yaş neslinden vaz geçsek bile yeni gelen genç nesli bilinçlendirmemiz lazım.
Hoşça kalın, geç olmadan su tasarrufuyla kalın
Cengiz Savaşeri.