ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

Tarım da tarım!..

Yayınlama: 04.04.2020
337
A+
A-

Koronavirüs (coronavirus) covit-19 kısıtlamaları başladığından beri ısrarla tarımsal üretim üzerinde duruyor, bu dönemde en büyük desteğin tarım sektörüne verilmesi gerektiğini savunuyorum.

Hayatım boyunca açlık tehlikesiyle karşılaşmadım. Yoksul bir dağ köyünün varlıklı sayılan (görece zengin) evinde çocukluğum geçtiği için, yoksulluğu farkında olamadan (yoksunluk hissetmeden) yaşadığımı, Hanya’yı Konya’yı öğrendikten sonra anladım. Bu nedenle bir yoksulluk travmam da yok.

Sadece büyüklerimizden dinlediğimiz kıtlık, açlık ve bunlara eşlik eden ‘‘kıran’’ (pandemi) öykülerini anımsıyorumçocukluğumdan. Aynı evden bir günde üç cenaze çıktığı, bazı olayları anlatırken kullanılan ‘‘kıran yılıydı’’, ‘‘kıtlık yılıydı’’ ifadeleri; ‘‘darı sömeğini (mısır koçanı), pelit giliğini (meşe palamutu) öğütüp yedik’’ cümleleri var hafızamda.

Peki niye ısrarla tarım….

Çünkü hayatın temeli sırasıyla; hava, su ve gıdadır (besin)… Diğer tüm ihtiyaçlar, bunlar olduğu sürece ihtiyaçtır.

Öğrenimlerimde öğrendiklerime göre ekonomide esas olan reel sektör yani mal üretimdir. Reel sektörün temel ayaklarından birincisitarımdır. Doğrudan insanın temel ihtiyaçlarını karşılayan ürünleri ya da temel ihtiyaç maddelerinin hammaddesini üretir.

Hayat ve devamı için hava ve sudan sonra gerekli olan tüm maddeler tarım ürünleridir.

Bugün için dünyanın acil ihtiyacı gıda (beslenme) ve sağlık malzemesi üretimidir. Sağlık malzemesi üretebilmeniz için de tarımsal üretim şarttır.

Bir virüs bunu fazlasıyla gösterdi, öğretti. Mini mini minnacık (125 nanometre büyüklüğünde), canlı mı cansız mı olduğu bile tartışmalı bir varlık dünyayı silkeliyor. ‘

(1 nanometre, 1 metrenin milyarda biridir ve bu hesaba göre korona virüsünün boyutu 0,000000125 metredir)

‘‘Dünyayı ben yarattım’’ havasındakileri ne atom silahları, ne uzaydaki avcı lazer güçler, ne F-35, ne SU-35’ler, ne S-400 ne depatriotlar koruyabiliyor.

Dünya genel gıda stoklarına bakarsanız,dengeli bir dağıtım olmadığı için zaten yarısı aç veya yetersiz beslenen mevcut nüfusa uzun süre yetmeyeceğini görürsünüz. Toplam tahıl stokunun en fazla 3 aylıkcivarında olduğu,hatta tahıl stokunun zaman zaman bir aylık ihtiyacın altına düştüğü haberlerini anımsıyorum.

Devleti yönetenler bunları bilmiyor mu? Tabii ki çok fazlasını biliyor. Ancak bilginin gereğinin yapıldığını gösteren adımlar atılmıyor. Bir başka ifadeyle, tarıma destek olarak açıklanan önlemler, tarımın özellikle bu dönemde daha da artan öneminin kavrandığını göstermiyor.

Antalya Tarım Konseyi ve Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, ilgili bakanlara, sektörü ve dolayısıyla toplumu ayakta tutacak 13 maddelik önlem raporu sundu.

Bu siteden biz de ‘‘Tarım manifestosu’’ başlığıyla yayımladık. İstenen önlemler tam ifadeyle ‘‘Türk tarımının yaşam manifestosu…’’ Bu talepler karşılık bulursa Türk tarımı hayatta kalır, ülkeyi de ayakta tutar.

Tekrar ediyorum, bunlar tarımı ayakta tutacak olan talepler; sektörü geliştirmek için bunlardan daha fazlası gerekmektedir.

Önlem diye, ‘‘destek ödemelerine erken başlayacaklarını’’açıklayanlarıise Anadolu’dan bir sözle uyarıyorum:

El elde, baş başta kalıp da ‘‘Ne s.çtın avucuma, ne çalayım (süreyim) yüzüne’’ durumuyla karşılaşmayalım.

Bilmeyenlere anımsatayım; ürün türlerine göre bahçelerde ve tarlalarda hasat ve ikinci ekim dönemi başlıyor. Erkenci ürünler hasat edilecek, güzlük ve kışlıklar ekilmeye başlanacak. Arpa, buğday, çavdar, bakla, erkenci mısır grubu kaldırılacak; güzlük ve kışlık ekimlerine başlanacak. Besiciler yemlik ve saman stoklayacak.

Ayrıca bir anımsatma dahaS: Antalya başta olmak üzere güney kıyılarında yılda üç, dört ekim yapılıyor. İlkinde batan çiftçi, sonraki ekimler için tarlaya dönüp bakmaz, bakamaz…

 

 

 

 

 

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.