Türklerde kadın, onurludur
8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan kadınların, düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için yaptıkları grev tarihi, dünya kadınlar günü olarak kabul edilmektedir.
Daha sonra 1977 de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü olarak 8 Mart’ı kabul etmiş.
Atatürk’ün 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınına tanıdığı seçme seçilme hakkından sonra, birilerinin medeni dünya olarak sunduğu, Avrupa ülkelerinden Fransa ve İtalya, kadınlara 1946’da, İsviçre ise 1971’de seçme ve seçilme hakkı tanıyor.
Çağdışı zihniyetlerin, kadınlarımıza layık gördüğü kafes arkasındaki yaşam ile, ‘saçı uzun aklı kısa’ veya ‘kaşık düşmanı, eksik etek’ gibi aşağılayıcı sözler artık kullanılamıyor. Cahiliye devri Araplarında, kadın adeta bir mal gibidir. Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bilinir.
Türk kadınının başta kurtuluş savaşı ve öncesi verdiği mücadele, askere gitmiş, Anadoluda açılan cephelerde işgalcilere karşı verilen yöreseel savaşlarda canını dişine takıp cepheye koşmuş olan kadınlarımız, en eski tarihlerimizden bu yana her alanda kendini ispatlamıştır.
Eski Türk tarihinde hakanın eşi olarak kurultaylara katılıp söz hakkı olan kadınlarımızın, obalara başkanlık ettiği bilinmektedir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadınına tanıdığı seçme seçilme hakkı, derin tarih bilgisine sahip olduğunun ispatıdır.
Atatürk, nüfusun % 50 sini teşkil eden kadınlarımızın, Ülkeye ne gibi katkıları olabileceğini çok iyi bilmektedir.
Artık günümüzde başarılı iş kadınlarımız var. Siyasette başkan ve yönetici kadınlarımız var. TBMM de bizzleri temsil eden vekil kadınlarımız var.
Karanlık dönemleri ve geçmişin alışkanlıklarına takılı kalmış zihniyetleri yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Türk kadını sağlam adımlarla medeniyet yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Türk kadını, Atası sayesinde onuruyla yaşamaya başladığı, tarih olan 5 Aralık, Türk kadınına kutlu olsun.
Cengiz Savaşeri