Yalan yok, saptırmaca var! – Mustafa Kazım Aydın Yazıları

‘‘Kayaların ilanı (yılanı)

Uydurmuşlar yalanı

Duydunuz mu komşular

Dün geceki olanı…’’

Bu, doğup büyüdüğüm Karaman’ın Sarıveliler ilçesi Çukurbağ köyü ve çevresinde çalınıp söylenen, bugüne kadar aynı ritim ve sözlerle başka yörede duymadığım bir oyun havası. Hemen her düğünde birkaç kere çalınıp söylenir.

Siyasetteki ‘‘yalan’’ tartışmalarının gerçek yüzü üzerine düşünürken türküyü anımsadım.

Ne zaman ki çok önemli olaylar tartışılıp konuşulmaya, o konuda toplumsal duyarlılık gelişmeye başlıyor, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp doğru olmayan bir şeyler söylüyor. Gündem değişiveriyor.

Merkez Bankası’nın uçup giden 128 milyar doları, kaynağı belirsiz para transferleri, iktidar çevresine yönelik yolsuzluk iddiaları sorulurken hep böyle oldu.

Bu konular öne çıkınca, Erdoğan sahaya inip yıllar önce açılmış üniversiteler için ‘‘Biz açtık’’, yıllar önce yapılmış havalimanları için ‘‘Biz yaptık’’ dedi. Gündem değişiverdi.

Son olarak İstanbul Borsası’ndaki şüpheli işlem (iddialara göre büyük vurgun), eski SPK Başkanı, kardeşi, eniştesi ve bazı Cumhurbaşkanlığı danışmanlarıyla ilgili yolsuzluk iddiaları konuşuluyordu.

Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak çıktı kürsüye, ‘‘Seçmen yaşını 18’e biz indirdik’’ dedi. Diğer konular bir anda kenara itildi, Erdoğan’a cevap yarışına girişildi. Seçmen yaşının 1995’te AKP kurulmadan seneler önce 18’e indirildiği açıklandı, Erdoğan’ın daha önceki doğru olmayan beyanları sıralandı.

Kader midir nedir, umut bağlanan siyaset kısır döngüden çıkamıyor. Tam çember kırılır gibi oluyor, birden eski yörüngeye giriliyor.

Türkünün nakarat bölümü de şöyle:

‘Kaderim kaderim

Kaderim aman

Ben böyle de kaderi

Ederim aman…’’