ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri





















ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

Ah Erdoğan Ah..Yedisini Birden ,Yere Serdin. Sersemlettin Rezil Oldular! Yazar; Hasan Alparslan

Yayınlama: 24.12.2021
1.321
A+
A-

2023 SEÇİMLERİNE BUNLAR NASIL GİRECEK ŞİMDİ!

Dolar düşüşü kriz bekleyenleri dumura uğrattı!

Dolar kurunda ekonomik gerçeklerle örtüşmeyen yükselişler sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan yeni TL teşvik paketi kurdan bir anda sert düşüşü beraberinde getirdi.

Neler demediler ki..

“Hah hah ha.. Erdoğan ‘bu işin kitabını yazdık’ diyormuş. Boşverin kitabını yazmayı.. Acaba eline bir kitap alıp okumuş mudur?” dediler..

Ekonominin kitabını yazanları..

Hem de öyle bir tane iki tane değil..

Ciltler dolusu ekonomi kitabı yazanları..

Hem de öyle bir tane iki tanesini değil.

Topunu çukura sokup, rezil etti, Erdoğan..

“Hah hah ha. Kitabını yazmış, ne kitabı acaba, Red Kit mi?” diyenler..

Şimdi “Kanka çaktırma. Ortalıktan toz oluyoruz.. Bir sene meydanlara çıkmıyoruz” moduna geçtiler..

Muhalefetin zıt uzlaşmazları..

Dolar yükseldikçe…

Şöyle şeyler oluyordu:

Kemal Bey, aday olmayı göze almış destansı konuşmalar yapıyordu.

Meral Hanım, başbakanlığı garantilemiş havasındaydı.

Ayşenur abla, dolara bakıp fenalıklar geçiriyor rolü yapıyordu.

Millet İttifakı, “Ceketimizi koysak kazanırız” havasına giriyordu.

Sosyal medyada “Kemerleri bağlayalım” esprisi yapılıyordu.

Muhalifler, kimleri yargılayacakları konusunda yarışa girişiyordu.

Hükümet karşıtları, “Söylem üstünlüğü bize geçti” diyordu.

Ali Babacan, kendisini kurtarıcı mehdi gibi pazarlıyordu.

Bu hava o kadar etkili bir havaydı ki…

Bazı AK Partili yöneticilerde bile “Bu iş bitti… Buraya kadarmış…” havası peyda olmuştu.

Dolar 18’leri görmüştü, 12’lere düşeceği hayal bile edilmiyordu.

Erdoğan’ı devirmek için, en kral başörtü yasakçısı partinin (CHP) öncülüğünde biraraya gelip, “Aaaa. Sen ne güzel bir milli görüşçü imişsin. Biz Erbakan hocayı da çok severdik.

Milli bir insandı o.. Dört tane partisini kapattık ama.. Biz kendisi ile çok iyi anlaşırdık.

Sakın bana şimdi, ‘Madımak katili olarak bizzat beni hedef gösterdiniz’ deme.. Biz senle, Erdoğan’ı devirmek için, helalleştik ya.. Çaktırma kanka..” diyorlar..

Yollarına devam ediyorlar.

Diğeri de bu taraftakine (Temel Karamollaoğlu), “Rahmetli Bülent Ecevit’i biz çok severiz..

1974’de onunla hükümet kurmuştuk.. Kıbrıs’a harekatı Erbakan hocamız başlatmıştı ama. Karaoğlan parsayı toplamak için, istifa edip, erken seçime gitme kararı almıştı ama..

Olsun, 1980 darbesi olduğunda, Erbakan hocamız ile, Bülent Ecevit Zincirbozan’da çok iyi anlaşıyorlardı.

1999’da Fazilet Partisi’nin kapatılması davasının altyapısını Merve Kavakçı üzerinden, Bülent Ecevit kurgulamıştı ama..

Ne yapsın canım adamcağız.. Darbeci generaller ona baskı uyguluyorlardı..

Biz Ecevit’i çok severiz.. Çoook” diye güzellemeler yapıyor..

Karşısındaki (Kemal Kılıçdaroğlu), “Biz Bülent Ecevit’in partisi değiliz.

Ben DSP’den adaylık talebinde bulundum, O zaman Ecevit beni kabul etmedi.

Şimdi CHP’ye genel başkan oldum.. Yani diyeceğim, partileri karıştırmazsanız, iyi olur” diyor..

Bu taraftaki (Temel Karamollaoğlu), “Canım ha DSP. Ha CHP. Hepiniz faizci değil misiniz. Hepiniz AB’ci değil misiniz” derken.

Daha düne kadar Tayyip Erdoğan’ın ekonomi bakanlığını yapan dürtüklüyor:

“Bir çuval incirin içine edeceksiniz şimdi.. Ne demek faizci.. Şeriat devletinde miyiz ki, adamları faizcilikle suçluyorsunuz.”

“Sizi gidi faizciler sizi” çizgisinin (SP) genel başkanı kendisine geliyor..

“Pardon ya.. Biz helalleşmiştik değil mi. Şimdi faizciliği karıştırmanın ne alemi var. Doğru söylersiniz.. Biz Erdoğan’ı devirmeye odaklanmalıyız..”

O sırada, diğer ortak (Ahmet Davutoğlu) karışıyor lafa:

“Siz ne yapıyorsunuz. Bu işler böyle uluorta konuşulur mu?

Erdoğan’ı devirmeye odaklanmak da ne demek? Ben daha 5 yıl önce, Erdoğan’ın aleyhinde tek kelime etmem. Edersem gelin benim yüzüme ..

. Pardon ya.. Bunları ben niye hatırlatıyorum ki sanki.. Herkes unuttu gitti. Değil mi kanka!”

Görüşmeye katılmasına izin verilmeyen, odanın dışında bekleyen gizli ortak (HDP) kapıyı çalıyor: “Ben ne zaman aranıza katılacağım.

Böyle sizi uzaktan seyretmek, çok ağrıma gidiyor.”

O arada büyük ortak arayı bulmaya çalışıyor, soruyor ikinci (İP)ortağa: “Bırakın artık, buluşsun sevdalılar.. Niye uzak duruyorsunuz. Onlarla buluşmadan, bizim bir kıymetimiz yok, biliyorsun..”

Muhatap (İP) çaresiz muhabbete dalıyor:

“Öyle bir pisliğin içine düştük ki..

Etrafımızı bizim varlık sebebi olarak gösterdiğimiz ve ülkenin katili olarak tanımladığımız PKK’lılar çevirmiş.

Etrafımızı, 28 Şubat’ta bize kin kusan CHP’liler sarmış. Biz bunlarla, Erdoğan’ı devirme yolunda da olsa, nasıl yol alacağız, bilmem ki.”

İşte bu kavgalar içindeki muhalefet..

Erdoğan’a laf çakıyor:

“Erken seçim olmadan, Erdoğan susmadan dolar düşmez!”

Erken seçim ilan edilmedi..

Erdoğan susmadı.

Hatta daha yüksek sesle konuşmaya başladı..

Eskiden soyut gruplar için, “Sizin cibiliyetinizi iyi bilirim” derdi.

Şimdi, lafını hiç esirgemeden, TÜSİAD’çı patronlara, hiç eğip bükmeden, “cinsinizi cibiliyetinizi iyi bilirim” dedi, kestirdi attı..

Ansızın, hiç beklenmeyen bir anda, küt diye geldi plan…

Ve dolar 12’lere gerileyiverdi.

Muhalefetin sadece söylem üstünlüğünü değil, aynı zamanda moral üstünlüğünü de gerileten… Bütün ekonomi üstatlarını ne diyeceklerini bilemez hale getiren… AK Parti saflarında seçim gecelerine özgü bir sevinç dalgası yaratan… Vatandaşta “Bunlar bu işi düzeltecek galiba” duygusuna yol açan…

Bir plandı bu.

Dolar ne mi oldu?

Bir dakika..

Bakayım da söyleyeyim..

Her dakika, bir milim daha aşağıya iniyor çünkü..

Yanıltmayayım sizi..

Evet, şu an 11’in altını da görmüş, dolar..

Eee.

“Erken seçim ilan edilmeden, nasıl oldu bu?”

Halüsinasyon mu yoksa..

Yoksa yoksa..

Bu iş, Erdoğan’ın bize bir oyunu muydu?

Dolara operasyon çekenlere..

“Çekin, ipin ucu benim elimde. İstediğim an indiririm. Ama biraz sevinsin, Kemal’ler, Meral’ler, Ali’ler, Ahmet’ler, Mithat’lar” dedi de..

Muhalefet oyuna geldi..

Cari açık azalmış iken.

Hatta cari denge Ekim ayında fazla bile vermiş iken.

Dövizin değeri azalması gerekir iken.

Zıp zıp zıpladığı saatlerde..

Aklı başında isimler. “Yapmayın, etmeyin. Bu bir tezgah. Bu bir operasyon. Oyuna gelmeyin. Dövizin değerini suni olarak şişiriyorlar” hatırlatması yapmalarına rağmen..

“Nee? Suni mi? Dövizin suni fiyatı mı olur? Yatırımınız yok ise. Üretiminiz yok ise. Doların değeri tabii ki, 18 olur” dediler..

Başkan Erdoğan da..

Tiyatro izler gibi.

Bunları izledi..

Gerektiği gün ve gerektiği saatte..

Masaya yumruğunu vurup, “Erken seçim falan yok. Susmak yok.. Ama dövize geçit de yok. Talimatı verdim. Siz şimdi seyretmeye başlayın, o dövizin nasıl ineceğini!”’

Dövizde ilk düşüşler yaşanır iken.

“Erdoğan karşıtı kanka grubu” atağa geçti.

“Bu fırsat kaçmaz. Tek başarılı olma ihtimalimiz, dövizdeki yükseliş idi. Sağlam durmalıyız. Hepimiz sahneye çıkıp, Erdoğan’a saldırıyoruz” kararı aldılar..

Rüyasında göremeyeceği Merkez Bankası başkanlığı koltuğunu kendisine emanet ettiği adam, Erdoğan’ın atağını itibarsızlaştırmak için, “Dövizdeki geçici iniş. Büyük bir alım fırsatı doğurdu. Sabaha kalmaz, tekrar eski seviyesine çıkar. Koşun, döviz büfelerinden döviz alın” dedi..

Sabah oldu..

İniş sürüyor..

Akşam oldu-sürüyor.

Ertesi sabah yine sürüyor.

Ertesi akşam yine sürüyor..

Ah Erdoğan ah..

6’sını birden.

Pardon, yedisini birden, yere serdin.

Sersemlettin.

Rezil duruma düşmüş bu kafa ile, 2023 seçimlerine, bunlar nas

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.