Antalya’da sinema şöleni

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen 56. Altın Portakal Film Festivali, muhteşem kortej ve açılış töreninin ardından film gösterimleri ve panellerle devam ediyor. Halkın yoğun ilgi gösterdiği festivalde sinema şöleni yaşanıyor. 

FESTİVALDE DÜN / 27 EKİM, PAZAR

 CÜNEYT CEBENOYAN ANISINA Festival, 3 Ağustos’ta geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden gazeteci ve sinema eleştirmeni Cüneyt Cebenoyan’ı özel bir etkinlikle hatırladı. Anca Damian’in animasyon başyapıtı “Bir Köpeğin Fantastik Hikâyesi”nin gösteriminin ardından, Psikolog Ayşegül Cebenoyan film başlamadan önce Cüneyt Cebenoyan’ı şu sözlerle andı: “Eşim, hayatı boyunca sanatla iç içeydi film eleştirmenliği yaptı, müzikle çok uğraştı. Kendi kızıyla ve genel olarak çocuklarla da ne kadar sıcak, yapıcı ve olumlu bir ilişki kurduğunu bilirler. Çocuklarla birlikte olmak, onların dünyalarını genişletmeye destek olmak ortak tutkularımızdan biriydi. Ben bu nedenle de ‘Bütün Çocuklar Bizim Derneği’nin yönetim kurulunda çalışıyor ve faaliyetlerine katılıyorum.“

 GERÇEKLİĞİN HİPERGERÇEKLİĞE DÖNÜŞÜMÜ Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan ve gösterimi gerçekleşen ilk film “Bina” oldu. Film ekibinin katılımıyla gerçekleşen filmin sonunda soru-cevap gerçekleşti. Orçun Berham, “Bina”nın nasıl oluştuğunu anlattı: “Bina aslında oldukça eskiye dayanıyor, benim kişisel hikayemde. Bu on yıl içinde bir kısa film çekmiştim, Sütun adında. Bu medya ve gerçeklik ilişkisi üzerine bir filmdi. Bina da aslında bunun biraz gelişmiş hali. Medyanın beslediği gerçeklik ve bu gerçekliğin bir hipergerçekliğe dönüşerek hayatla etkileşimi üzerine bir film. En azından çıkış noktası bu. Felsefi bir noktadan çıktı. Sonradan politik, otoriter, güç ve medya ilişkisi üzerine bir alegori eklenerek bina haline geldi diyebilirim.”

 NEDEN HİÇBİRİMİZİN GÖÇMEN ARKADAŞI YOK? Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda yarışan, Kıvılcım Akay’ın yönettiği Amina’nın gösterimi ekip katılımıyla gerçekleşti. Akay, Amina ile tanışma hikayelerini şöyle paylaştı: “2016 ortalarına doğru Amina’yla tanıştım ve biz artık arkadaştık. İlk defa göçmen bir arkadaşım olmuştu. Ve neden hiç birimizin göçmen arkadaşı yok? Belgeseli çekmeye karar verdim.”

 BIRAK IŞIK İÇERİ GİRSİN İlk filmi “Eva Nová” (2015) ile övgüler alan Slovak yönetmen Marko Škop’un Karlovy Vary’de Ekümenik Jüri Ödülü ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanan filmi “Let There Be Light / Işık, Daha Fazla Işık”ın gösteriminin ardından ekip ile sohbet edildi. Škop ilhamından bahsetti: ”Bırak ışık içeri girsin benim için çok olumlu bir cümle ama maalesef hayatlarımızda karanlık köşelerimiz var. Bu bazen bizden kaynaklanıyor bazen yaşadığımız şeylerden kaynaklanıyor. Bizim filmimizin ana karakterinin de başına geliyor.”

 GELECEKTE UMUT VAR Bağışlarla oluşturduğu seyyar diş kliniği ile hafta sonları zihinsel engelli çocuklara ve yatılı öğrencilere yerinde ücretsiz diş tedavisi yapan Ertuğrul Sabah’ın hikayesini anlatan Murat Erün’ün Ulusal Belgesel Yarışması Filmi “Dişçinin Korkusu”, Antalyalı seyirciyle buluştu. Gösterimi ardından Sabah hislerini dile getirdi: “Murat beyle tanıştıktan sonra bu çalışmaları sizlere ulaştırabiliyoruz. Ama şunu unutmayın bu ülkenin herhangi bir yerinde darda olana el uzatanlar her zaman var. İyi ki de varlar. Gelecekte umut var.”

 YEREL BİR HİKAYE Faysal Soysal’ın yönettiği, başrollerini Serdar Orçin ve Sezin Akbaşoğulları’nın paylaştığı Ulusal Uzun Metraj Yarışma Filmi “Ceviz Ağacı”nın ilk gösterimi 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde tüm ekibin katılımıyla gerçekleşti. Soysal festivalde olmanın mutluluğunu paylaştı: “Bizim hikayemiz yerel bir hikaye. O yüzden Antalya’da başlanması, özüne dönen bir festivalde, yeniden Ulusal Yarışma’yı kazanan bir festivalde ilk gösterim yapıyor olması bizim için anlamlı. Biz bu hikayeyi daha çok Türkiye’de yaşayan insanlar için yaptık. Ama olabildiğince sanatın imkanlarıyla evrensel bir dil yakalamaya çalıştık.”

  FESTİVALDE YARIN / 29 EKİM, SALI

 ÖĞLE SOHBETLERİ’NE DAVETLİSİNİZ İlki 28 Ekim Pazartesi günü Selma Güneri ve Ahmet Mekin ile gerçekleşen Öğle Sohbetleri programında, sinemamızın farklı dönemlerinden usta isimler Antalyalı sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor. Bu yılın Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın Jüri Başkanı olan Zeki Demirkubuz, 12:00’da AKM Perge Salonu’nda!

 SOYKIRIMDAN KURTULUŞ HİKAYESİ Barnabás Tóth’un yönettiği, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Macaristan’da, bir genç kızın gözünden, soykırımdan kurtulanların iyileşme sürecini anlatan “Geride Kalanlar”, saat 12:00’da film ekibinin katılımıyla AKM Aspendos Salonu’nda.

 TÜRKİYE-YUNANİSTAN SINIRI Türkiye – Yunanistan sınırındaki evlerinde iki göçmenle ansızın komşu olmak zorunda kalan İsmet’in yaşadığı insani tecrübe, politik bakış açısı ve önyargılarıyla yüzleşmesini sağlayan “Omar ve Biz”, saat 14:30’da film ekibinin katılımıyla AKM Aspendos Salonu’nda.

 İKİ FİLM BİR ARADA Afgan mültecilerin yaşamını anlatan “Mavi Otel” ve dünya üzerinde Ubıh dilini konuşan son insan Tevfik Esenç’le yolculuğa çıkan “Bir Rüya Gördüm, Anlatsam da Anlamazsınız” belgeselleri ekiplerinin katılımıyla 14:45’de AKM Perge Salonu’nda.

 BÜYÜLEYİCİ GÖRSEL TASARIM Japonya’nın en önemli genç yıldızlarından Joe Odagiri’nin imzasını taşayan “Zaman Her Şeyi Siler” filmi ekibinin katılımıyla 17:00’da AKM Aspendos Salonu’nda.

 ULUSAL KISA FİLM YARIŞMASI HEYECANI BAŞLIYOR Gösterimleri üç gün boyunca sürecek olan Ulusal Kısa Film Yarışması’nda yarışan filmlerden ilk dördü ile heyecan başlıyor. “Aylin”, “Duyuyor musun Anne?”, “Siyah Güneş” ve “Yağmur Olup Şehre Düşüyorum” filmleri, ekiplerinin katılımıyla 17:15’de AKM Perge Salonu’nda.

 ÖZGÜR BAKIŞLI BİR YOLCULUK Bir yönetmenin, yakında hidroelektrik barajın suları altında kalacak kadim topraklarına 21 günlük saygı ziyareti olan

 “Aether”, film ekibinin katılımıyla 19:15’de AKM Perge Salonu’nda.

  AŞK, BÜYÜ VS. Aşka ve doğaötesine duydukları inancı sorgulayan iki kadının hikayesi “Aşk, Büyü vs.” filmi ekibinin katılımıyla 20:00’da AKM Aspendos Salonu’nda.