ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

İDAM ÇÖZÜM’MÜ SİZCE..?

Yayınlama: 01.09.2019
555
A+
A-

İdam istemek, öfkenin ve çaresizliğin bir sonucudur, çözüm değildir! Çözüm, biz bu hale nasıl geldik? Sorusuna cevap bulmak ve her türlü kötülük, çirkeflik ortaya çıkmadan onu önlemektir; kötülüğe giden yolları kapatmaktır. Yani bir hastalığı oluşmadan, çevreye bulaşmadan, bedeni sarmadan engellemektir. Bunun da çaresi eğitimdir.

 Eşlerin birbirini aldatması, birinin diğerini öldürme sebebi değildir ama toplumsal, ahlâkî ve ciddî bir sorundur; kabul edilemez bir durumdur ve bizim ülkemizde sıkıntılı sonuçları vardır. Bu nedenle eşlerin birbirini aldatmasına giden yoldaki etkenleri, sebepleri irdelemek, incelemek gerekir.

 Aile içi trajedi ve dramlara sadece aldatmanın bir sonucu olarak da bakılamaz! Başka nedenler de vardır; şiddetli geçimsizlik, sevgisizlik, saygı yoksunluğu, mutsuzluk, huzursuzluk, git-gel ortamları, umutsuz ve kindar ruhsal hastalıklar sonucuna ortaya çıkan depresif aile bireyleri, başlı başına şiddet sebebidir; bunların ruh halinin ve aile içi yansımalarının çocuklar üzerinde çok yıkıcı psikolojik etkileri vardır ve ayrıca bu tipler her an silaha veya bıçağa sarılacak potansiyel birer tehlikedir.

 Bu durumun sonraki aşamaları okullarda disiplin sorunu, karakollarda asayiş sorunu, cezaevlerinde yer sorunudur!

 Yuvanın bozulmasına sebep olan, eşleri birbirinden soğutan kışkırtıcı o kadar etken var ki… Onlar üzerinde neden durmuyoruz?

 Sosyal medyanın, gerek erkek gerek kadın olsun, insanın duygularını baştan çıkartan, düşüncelerini şeytanca saptıran, gayri ahlaki yaşam tarzlarına özendiren psiko-duygusal yıkıcılığı yanında, kişilerde uyandırdığı daha cazip yaşam isteği, kendini ve eşini küçük ve her alanda yetersiz görme hali, dışarıdan gelen şirin çağrıları çözüm zannetme aldanmışlığı, aradıklarını eşinde bulamadığını düşünen doyumsuz ruh haliyle ondan intikam alma duyguları gibi psikolojik bozukluklar aile facialarının diğer sebeplerindendir!

 Bu konularda önlemler, eğitim yoluyla bilinçlendirme şeklinde olabilir. Evinden kaçmak zorunda kalan bayanlara sığınma evi açan kurumlar, o bayanların neden evden kaçmak zorunda kaldıklarını da sormalı/araştırmalı ve kadının evinde mutlu olmasını sağlamak için çalışmalar yapmalı; çareler aramalıdır! Kadına sığınma evlerinde yer vermek, eşine uzaklaştırma cezası vermek, sonuçta onları birbirinden koparmak bu arada çocukları yok saymaktır!

 Bir diğer etken ekonomik sıkıntılardır; masrafların sürekli artmasına karşılık gelir düzeyinin yetersiz kalmasıdır! Harcamaları kışkırtan sermayenin reklamları, bunun birey üzerindeki etkileri ve sokaktaki yansımaları, dar ekonomiye sahip düşük gelirli ailelerde çoğu kez gayrimeşru yolları teşvik edici olmaktadır!

 Kendini küçük görme ve özgüveni yitirmenin bir sonucu olarak marka giyim, marka telefon, marka eşya, marka restorant, marka yiyecek ve marka içecek! Sonu gelmez istekler!

 Kafede otur, kahve iç, zincir restorantta otur, marka yiyecekler ye, marka telefonu, 18.5 TL’ye alınan sigarayı, borcu taksitlendirilmiş banka kartlarıyla şişmiş cüzdan ile birlikte masanın ortasına bırak, dizi yırtık marka kotlu bacakları üst üste at, gözün cambazlar gibi çevrede olsun, kimlerle yarıştığına bak, seni izleyen tanıdık kimse yoksa sosyal medya üzerinden sahte gülücüklü bir iki resim yolla! Sonra bak ki bunu kimler beğenmiş? Tabi çıkarken hesabı kimler ödemiş?

 Lise ve üniversite düzeyindeki gençlere lokantada çorba içiremezsiniz! Bundan sıkılırlar! Kafede hamburger, marka zincir restorantta pizza yemek, kola içmek varken lokantada çorba içmek de neyin nesi? Devletin verdiği bedava sıcak yemeği bu şekilde çoğu gençlere yediremiyoruz! Yemiyorlar, beğenmiyorlar!

 Bunun gerek kadın, gerekse erkek olsun bir yaşam tarzına dönüşerek devam ettiğini kabul edersek, alışkanlık ve tutkunun vazgeçilemez hale dönüşen bu ortamı için yeterli ekonomik gücü bulamazsak veya eşlerden biri diğerine yasak koymaya kalkışırsa, kıskançlık ve şüphe bedenleri sararsa o zaman acı ve dramatik seyirlik sokak görüntülerine hazır olun!

 Böyle giderse bitmez bu cinayetler! Özgecan Aslan’ın katilinin adını hatırlıyor musunuz? Sanmıyorum! peki, Münevver Karabulut’u parçalara bölerek çöpe atan katilin adını? Onu da sanmıyorum!

 Bozulan toplumu düzeltmenin yolu idam olacaksa her yerleşim birimine bir dar ağacı kurun da sürekli bozulan insanları idam edin. Yani boz, getir idam et! Yoldan çıkart getir, idam et! Azdır, saptır getir idam et! Olacak şey değil!

 

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.