İktidar, Milletimizin Güvenini Yine Boşa Çıkardı

Yayınlama: 05.01.2022
308
A+
A-

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, gündemdeki konuları değerlendirdi. Düzen, AK Parti iktidarının politikalarını eleştirdi.

Hükümetin politikalarını eleştiren Düzen “Çok zorlu, her anlamda sıkıntılı ve geleceğe yönelik umutsuzlukların doğmağa başladığı bir yılı geride bıraktık. Gönül ister ki 2022 yılı, 2021’in açtığı ekonomik, psikolojik sıkıntı ve yaraların tedavi edilebileceği bir yıl olsun. Saadet Partisi olarak gayretimiz bunun içindir. İnşallah 2022 yılında ülkemizin ve insanımızın derdine derman olacak adımlar tarafımızdan atılacak, atılım ve onarım hamlelerimizle milletimizin mutluluğu için yolumuza devam edeceğiz.” dedi.

MİLLETİMİZİN GÜVENİNİ BOŞA ÇIKARMADA BAŞARILI OLDULAR

“Fakat iktidar, 19 yıllık iktidar olmanın verdiği aşırı ve ölçüsüz bir güven duygusuyla milletimizi yine şaşırtmadı; gönül isterdi ki bu kez kendilerine umut besleyenlerin umutlarını yeşertsinler.” diyen İl Başkanı Ramazan Düzen, “Ama olmadı, yapmadılar, yapmağa da niyetlerinin olmadığını gösterdiler. Gerçekten daha yeni yıla adım atmadan 2021 yılının son saatlerinde 2022 yılına merhaba dendiği ilk saatlerde açıklanan elektrik, doğalgaz ve akaryakıt zamlarıyla 2022’de umuda açılabilecek aydınlık günlerin kıymetini bilemediler ve arzu edilen umudu milletimize vermediler, veremediler. O da yetmedi, yılın daha ilk 5 gününde attıkları adımlarla her şeye rağmen 19 yıldır kendilerine kredi veren aziz milletimizin güvenini yine boşa çıkarmada başarılı oldular.” ifadelerini kullandı.

2022 YILININ DAHA İLK SAATLERİNDE ZAM SAĞANAĞI

2022 yılının daha ilk saatlerinde zam sağanağı başladığını dile getiren Düzen; “İşte bakınız, kış şartlarının en yoğun olduğu şu günlerde;

Doğalgaza: %25, Elektriğe: kademeli olarak: %50 ile %130, Motorine: 1 lira 29 kuruş, Benzine: 61 kuruş, LPG’ye: 78 kuruş zam yapıldı.

Bunun hemen akabinde, TÜİK’in sipariş usulü hazırladığı verilere dayanarak yıllık bazda;

Un: %86, Ayçiçek yağı: %76, Süt-Yoğurt: %72-%74, Nohut: %66, Mercimek: %61  , Makarna: %60        , -Ekmek: %54 ve Yumurta: %47 zamlandı. Dikkatinizi özellikle çekmek istiyorum. Bu bahsettiğimiz maddeler insanımızın en temel gıda maddeleridir ve kış şartlarında “TÜİK makyajlı” verilerle fiyatları yükseltilmiş zamlı ihtiyaç maddeleridir!”

VATANDAŞIN TENEFFÜS ETTİĞİ HAVA ÇOK DAHA VAHİM

Düzen, Çarşı-pazarın gerçekliği, vatandaşlarımızın cebinden, mutfağından, tenceresinden ve penceresinden çıkan sonuçlar, yani vatandaşın teneffüs ettiği hava çok daha vahim! Olduğunu belirterek; “Tek parti iktidarında ve tek kişi yönetiminde görülmeyeceği söylem ve iddiaların sonunda vardığı vahim durum bu. Her ne kadar TÜİK yıllık enflasyonu %36 olarak açıklasa da; işte bu örneklerde de görülen, bağımsız araştırma kurumlarının açıkladığı ve vatandaşlarımızın da ifade ettiği vahametin göstergesi olan enflasyon rakamı ise en az %60-%80 arasında bir düzeydedir” diye belirtti.

AK PARTİ, TÜRKİYE’Yİ ALDIĞI GİBİ BIRAKIYOR

Sadece TÜİK tarafından verilen enflasyon oranları bile; rakamları ve sayıları art arda sıralayarak vatandaşa terapi uygulayıp, krizin acısını hafifletmek isteyen iktidarın yol açtığı ekonomik yıkımı anlatmaya yetiyor ve artıyor bile diye sözlerini sürdüren Düzen, Vatandaşlara sürekli geçmiş krizleri hatırlatmak suretiyle, gelecek hayallerinin ve umutlarının  önüne perde çekmeye çalışan iktidar her anlamda bizleri geçmişe götürmeyi başarıyor. İktidarın bu algı yönetimine aslında herkes şapka çıkarıyor. Ancak, şapkadan her zaman tavşan çıkmayacağını veya çıkarılamayacağını da iktidar mensuplarının çok iyi bilmesi gerekir diyerek; “Üzülerek ifade etmeliyiz ki, ülkemizde Aylık enflasyon son 30 yıllık süre içinde üçüncü kez çift haneli olarak görüldü. Diğer ikisi ise, eğer hafızalarımızı tazelersek, iktidarın hiç dilinden düşürmediği 1994 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizlerde görülmüştü. Aslına bakılırsa 2001 ekonomik krizi AK Parti iktidarına zemin hazırlayan ve halen iktidarın sürekli beslendiği bir kriz niteliğinde olduğu ifade edilebilir.

Yıllık %36’lık enflasyon, Ak Parti’nin iktidara gelmeden önceki seviyelerine ulaşmış olduğunun da göstergesidir.

2023, 2053 ve 2071 hayalleri ve projeleriyle oyalanan Ak Parti iktidarı, uyguladığı akıl dışı ekonomi politikası denemeleriyle, önündeki bir iki yıllık zamanı bile görememenin yaptırdığı hatalarla ülkemizi dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ülkeleri arasına sokmayı başarmıştır.

Daha açık ifadeyle, biz bu tabloyu muhteşem tarihi ve muazzam devlet geleneğine sahip ülkemize yakıştıramıyoruz; ümit ederim ki iktidardakiler de yakıştırmıyordur. Yakıştırmamaları da gerekir…” diye konuştu.

İKTİDARIN YAPTIĞI ZAMLAR, VERDİĞİ ZAMLARDAN BÜYÜKTÜR!

Düzen, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yıllık enflasyonun %36 olarak belirlenmesinin ardından, memur ve memur emeklilerinin maaşlarına yapılan zamlar da; hükümetin, enflasyonun altında ezilip kaldığını; memurun da hükümetin eliyle ve iradesiyle enflasyonun altında, halk tabiriyle, inim inim inletildiğinin açık bir göstergesi olmuştur.

Toplu Sözleşme’ de alınan karar gereğince %5 ile birlikte verilen enflasyon farkına ilave olarak hükümetin ayrıca vermiş olduğu %2,5’lük ek artış, memur sendikaları da dahil hiç kimseyi memnun etmediği gibi bu uygulama vicdani de olmamıştır. Hükümetin memura, emekliye verdiği %30,5’lik zam, yeniden değerlendirme oranı üzerinden devletin alacaklarına ve devletçe sunulan zorunlu tüketim maddelerine yaptığı zammın da çok çok altında kalmıştır. Yani devlet kendi alacaklarına %36 zam yaparken, memuruna sadece %30,5 zammı reva görmüştür, yeterli görmüştür.

“Dünya, 5’ten büyüktür.” Evet bu gerçekten doğru!

İktidarın yaptığı zamlarla vatandaşa verdiği yük, bu yükü hafifletmek için verdiği zamlardan çok çok daha büyüktür! Bu da bir gerçektir. Hepimizin de bildiği gibi yeni yıla girmeden hemen önce elektriğe ve doğalgaza yapılan akıl almaz zamlar, son açıklanan enflasyon oranlarına dahil edilmemişken; hükümetin hangi vicdanla bunu memurlarımıza, emeklilerimize reva gördüğünü merak etmemek mümkün değildir. Akıldan elik edip kurnazca haksızlık yapmak marifet değildir, siyaset de hiç değildir.”

NEYİ ALKIŞLAYACAK BU MİLLET?

İflasın ve başarısızlığın tipik örneği olan işler, algı oyunlarıyla, başarı gibi gösterilmeye çalışılıp, üstüne bir de alkış bekleniyor! Allah aşkına bu millet neyi alkışlayacak? Diye soran Düzen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun yanında bir şeyi daha merak ediyorum, aslında milletçe merak ettiğimiz bir şey bu:

Yani iktidar, bizden ve vatandaşlarımızdan ne bekliyor, Allah aşkına neyi alkışlamamızı bekliyor?

İnsanımızın başını önüne eğdirecek icraat karşısında, bunu “müjde” olarak duyurup, üstüne bir de kalkıp “hadi şimdi bizi alkışlayın” demek hangi vicdan ve izan ile bağdaşır ki? Bunun kültürümüzün özünde var olan irfanla da bağdaşır tarafı var mı?

-Bakınız, en düşük emekli maaşının 2500 TL olması buna bir örnek!

-Diğer bir örnek, doğalgaz ve kömür yardımının müjde olarak açıklanması..

-Bir başka örnek; alım gücünün bu kadar düştüğü bir dönemde memura %2,5 düzeyinde ek bir artış..

-18 liraya kadar çıkan doların biraz geriletilmesi.. Ancak, dolar o seviyedeyken yapılan zamların geri alınmaması; üstüne üstlük yeni zamların o seviyedeki zamların üstüne bindirilmesi.  Vatandaş bunu vicdani olarak doğru bulmaz ki niye alkışlasın!

Buna benzer daha pek çok örnek sıralayabiliriz.

İflasın ve başarısızlığın tipik örneği olan işler, algı oyunlarıyla, başarı gibi gösterilmeye çalışılıp, üstüne bir de alkış bekleniyor! Allah aşkına bu millet neyi, hangi gerekçeyle, hangi takatle alkışlayacak?”

EKONOMİK SIKINTILAR TOPLUMSAL BUHRANI KÖRÜKLÜYOR

Düzen, Maalesef bugün ülkemiz çok ciddi sıkıntılarla, problemlerle karşı karşıyadır diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ahlak sıkıntılı.. Toplumsal hayatımızda derin ahlaki problemler yaşanmaktadır.

-Adalet sıkıntılı..

-Ekonomi sıkıntılı.. İçinde yaşadığımız kriz hepimizce malumdur.

-Eğitim sıkıntılı.

-Dış politika sıkıntılı..

Oysa  başkanlık sisteminden sonra her şey çok güzel olacaktı, her şey güllük gülistanlık haline geleceği söylenmişti bize.

Dolar da düşecekti, faizler de öyle… Enflasyon düşecek, hayat pahalılığı da yok olacaktı… Peki sonuç ne oldu? Manzara şu:

-İğneden ipliğe her şeye zam geliyor.
-Dolar durdurulamıyor, enflasyon kontrol altına alınamıyor.

-Faizler de alabildiğine yüksek. Hatta zımnen böyle olması arzu ediliyor.
-Önceki dönemlerde kaşıkla verilenler kepçe ile geri alınıyordu.. Şimdi ise önce kepçeyle alınıyor, sonra kaşıkla verilmeye çalışılıyor; ya da daha dürüst bir ifadeyle “verirmiş gibi yapılıyor.”

Dolayısıyla; ülkemizi -mış gibi yaparak yönetme gayreti sadece ekonomide değil, hayatımızın her alanında büyük krizlere sebebiyet veriyor.

Sürekli sıkıntıların konuşulduğu, krizlerin yaşandığı ve tansiyonun hep yüksek olduğu veya yüksek tutulduğu ülkemizde; çok farkına varılmasa da derinden derine işleyen bir toplumsal buhran yaşanıyor.”

 

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.