ARD Sigorta Aracılık Hizmetleri

MHP, ülkücüleri üzüyor

Yayınlama: 01.07.2020
Düzenleme: 02.08.2021 13:38
582
A+
A-

Kuruluşundan bu yana ülkücülerin partisi olarak bilinen Milliyetçi Hareket Partisinde, bu güne kadar  yoğun olarak ülkücü bilinen şahsiyetler, partilerini omuzlamıştır. Genelde, Ülkü Ocaklarından yetişmiş, Rahmetli başbuğ Alparslan Türkeş ile yol arkadaşlığı yapmış kişiler yönetimlerde olmuştur.

MHP, milliyetçi duruşuyla Türkiye siyasetinde her zaman yerini almış bir partidir. Bazılarına göre,  ideolojik bir siyasi hareket olarak görülse de, siyaseten farklı görüşlerde olanlara, geçmişte başka partilerde yer almış kişilere de kapısını açımıştır. İşte buradaki önemli husus, başka partilerde siyaset yapmış, aradığını bulamamış veya siyasete yeni girmek isteyen, MHP ye sempati duyan kişilerin partiye girmeleri sonrası  ülkücü kadrolarla kaynaşıp kaynaşmadığıdır. Ayrıca, son yıllarda kendilerine yeni barınacak liman ve de siyasi kılıf arayan çeşitli cemaatlerin olduğu söylentileri yaygınlaşmışken ve FETO destekli bir kalkışmaya maruz kalmışken MHP dahil her partinin dikkatli olmasını dilerim.  

Ülkü Ocaklarını siyasetten ayrı değerlendirmek lazımdır. Ocaklar, gençliğin Türklük şuuru ile yetişmesini sağlamak amacı ile hizmet veren bir gençlik teşkilatı olarak bilinir. Geçmişte yaşanan birçok zorluklara ve önleme girişimlerine rağman ve 12 Eylül öncesi birçok Ülkü Ocaklının katledilmesine rağmen, Rahmetli Alparslan Türkeş’in ve Galip Erdem, Dündar Taşer gibi önemli şahsiyetlerin gayretleri ile Ülkü Ocakları varlığını sürdürmüştür. Ülkü Ocaklarından yetişmiş gençlerin önemli bir kısmı, süreç içerisinde MHP de siyasete adım atmışlardır.

Son birkaç yıldır ülkücülerin üzüldüğü konu ise; davaları uğruna yıllarını geçirmiş şimdiki ak saçlı ülkücülere yeterince değer verilmediğidir. Tanıdığım birçok çile çekmiş, yıllarca cezaevlerinde yatmış, idamla yargılanmış çok kişi var. Şimdilerde nerelerdedirler ne yaparlar benim bilgim yok. Herhalde İl ve ilçe başkanlıkları biliyordur.

Bu konuda  birkaç misal verebilirim. Bir tanesi seçim süreci boyunca Korkutelinde gece gündüz çalışmış, ömrünün büyük bir bölümünü cezaevinde geçirmiş, ülkücü camianın yakınen bildiği Osman Yılmaz’ın kenarda kalması ve arayıp sorulmadığıdır.

Bir diğer üzücü konu ise, başarılı bir ilçe başkanlığı dönemi geçirmiş olan, Döşemealtının seçilmiş ilçe başkanı Zeki Öner Özgeçer’in Aksu ilçe başkanıyla beraber görevden el çektirilmesidir.Her iki ilçe başkanı için yapılan uygulamayı, sorsak yönetim öyle uygun gördü deyip geçerler. Seçimlerde ve başkanlığı döneminde, partisinin ilçedeki oyunu arttırmış Özgeçer başkanın görevden alınmasının tepkileri, kamuoyunda halen sürüyor. Zeki Öner başkandan sonra yeni atanan Döşemealtı başkanının ve Aksu başkanının eğitim durumları ve sosyal hayatları kendilerini ve partisini ilgilendirir. Bizim için haber konusu, yeni Döşemealtı yönetiminde 15-16 kişinin halen MHP üyesi bile olmadıkları ve Bazı üyelerin Döşemealtında ikamet etmediği iddiasıdır. Bir diğer iddia ise FETO soruşturması kapsamında Serik ve Konyaaltı ilçe başkanlarıyla birlikte tutuklanan Döşemealtı eski ilçe başkanının yönetimindeki kişilerin yeni yönetimde de yer alması.

Ülkücü hareketin şehitleri, uzun süre cezaevi yatanları olduğu kadar gazileri de vardır. Bunlardan birisi de görevden alınan Zeki Öner Özgeçer dir. Bacağında iki kurşun yarasıyla davasına yılmadan hizmet etmiştir. Yıllarca sendika başkanlığı yapmış, Halen Tüm Emekliler Deneği başkanı olan ve birçok sosyal derneklerde yönetici olmuş ve uzun süredir TÜRKAV ‘ın yönetiminde yer alan bir ülkücüdür.

Sanırım ülkücülerin üzüntüsünü anlatabildim.

Türkiye’de seçim sistemi değişmedikçe, siyasi partilerin genel merkez ve genel merkez yöneticileri sıkıntı yaratacak kararlar almaya devam edecektir. Koltuk hırsı, en başta genel merkezlerde olur. İllerde ve ilçelerde kendilerine destek olacak yapıyı iş başında görmek isterler. Büyük kongrede GİK veya benzeri MYK  üyeliği için kendilerine oy verecek kişileri el altında tutmak isterler. İller bazındaki yönetimlerin değeri, kendilerine tabi olunduğu ölçüdedir.

Anlaşılan kongre süreçlerinde, partilerde gördüğümüz uygulamalardan vaz geçilmiyor. Aklıma Alparsan Türkeş’in “dava adamlığı ile, çıkar adamlığı bir gönüle sığmaz” sözü geliyor.

Cengiz Savaşeri

 

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.