Şeffaf Plak Tedavisinde Renklenme ve Beyaz Nokta Lezyonlarına Karşı Biyolojik Çözüm

Türkiye’de ortodontik tedaviye başlayan hasta sayısı 2024 itibarıyla yaklaşık 150 bin kişiye ulaştı. Bu sayının her yıl ortalama %10 oranında arttığı tahmin edilirken, tedavilerin %60’ı şeffaf plak (aligner) uygulamalarıyla gerçekleştiriliyor. Şeffaf plak tedavilerinin estetik avantajlarının yanı sıra, tedavi sürecinde dişlerde renklenme ve beyaz nokta lezyonları (WSL) gibi estetik sorunlar giderek daha fazla dikkat çekiyor.
Bilimsel bulgular, şeffaf plaklarla ortodontik tedavi sırasında da diş yüzeyinde beyaz nokta lezyonları ve erken çürük oluşumları ile karşılaşılabileceğini gösteriyor. Ortodontik tedavilerde artan talep, sadece dişlerin dizilimini değil, görünümünü ve sağlığını da aynı ölçüde önemli hale getirdi. Nano-hidroksiapatit teknolojisiyle geliştirilen BioWhiten for Aligners, bu dönüşümün merkezinde yer alarak, diş hekimlerine ve hastalara biyolojik, güvenli ve kalıcı bir beyazlık deneyimi sunuyor.
Uzmanlara göre, tedavi tamamlandıktan sonra hastaların önemli bir bölümü “Dişlerim düzeldi ama beyaz lekeler oluştu” ya da “Dişlerim sarı görünüyor, bu normal mi?” gibi şikâyetlerle başvuruyor. Araştırmalar, ortodonti hastalarının %88’inin tedavi sırasında veya sonrasında diş beyazlatma hakkında bilgi istediğini, ancak ortodontistlerin yalnızca %20,5’inin bu hizmeti doğrudan sunduğunu gösteriyor.
Tedavi Sürecinde Diş Sağlığını Korumak: Nano-Teknoloji ile Yeni Bir Yaklaşım
Şeffaf plak tedavilerinde diş yüzeyi, azalan tükürük akışı ve uzun süreli temas nedeniyle renklendirici maddelere karşı daha savunmasız hale geliyor. Bu durum hem renk değişimi hem de demineralizasyon (mineral kaybı) riskini artırıyor. Bu noktada devreye, nano-hidroksiapatit (nHAp) teknolojisi giriyor. Diş minesinin %97’si hidroksiapatit kristallerden oluşuyor ve nHAp bu doğal yapıya biyolojik olarak bağlanabiliyor. Böylece hem mine yapısını güçlendiriyor hem de hassasiyetin önüne geçiyor.
BioWhiten for Aligners: Üç Etkili Adımda Beyazlatma, Temizleme ve Remineralizasyon
Bu ihtiyaca yanıt veren BioWhiten for Aligners, nano-hidroksiapatit (nHAp) teknolojisiyle geliştirilmiş biyolojik bir diş beyazlatma sistemi olarak öne çıkıyor. Nano formdaki hidroksiapatit, diş minesinin doğal yapısını taklit ederek yüzeye biyolojik olarak bağlanabiliyor; böylece yalnızca dişleri beyazlatmakla kalmıyor, mine yapısını güçlendiriyor ve hassasiyeti azaltıyor.
Dijital Ortodonti Çağında Biyolojik Bakım
Şeffaf plak tedavilerinde uzun süreli aparey kullanımı, tükürük akışının azalmasına ve renklenmeye neden olabiliyor. Bu da hem renk değişimi hem de demineralizasyon (mineral kaybı) riskini artırıyor. BioWhiten for Aligners’ın yenilikçi formülasyonu, bu riskleri azaltmak ve tedavi süresince diş estetiğini korumak üzere tasarlandı. %6 hidrojen peroksit bazlı alkali pH jel, günde yalnızca 45 dakikalık uygulama ile etkili beyazlatma sağlarken, aynı zamanda antibakteriyel etki göstererek plak oluşumunu azaltıyor. Formüldeki nano-hidroksiapatit ise diş minesini remineralize ediyor, yani kaybedilen minerali geri kazandırarak dişleri daha güçlü hale getiriyor.
Diş hekimliği uzmanları, estetik memnuniyetin tedavi başarısında önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Hastalar, daha beyaz ve sağlıklı görünen dişlerle tedavi sürecine daha yüksek motivasyonla devam ediyor. Bu açıdan, BioWhiten for Aligners’ın beyazlatma, temizleme ve remineralizasyonu aynı sistem içinde sunması, ortodontik tedaviye entegre edilebilen yeni bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor ve profesyonel diş hekimleri tarafından seçkin kliniklerde uygulanıyor. Hassasiyet oluşturmadan diş minesini koruyan biyolojik formülüyle, ortodonti sürecinde estetik beklentilerle bilimsel güvenliği bir araya getiriyor.






