Yazar Mustafa Kazım Aydın: Hukuk ve demokrasi kavgası

CHP örgütlerine kayyum atanması, sonun nereye varacağı kestirilemeyen yeni hamlelerle sürüyor. Her hamlede ister istemez ekonomik sarsıntılar oluyor.

İktidarın trol ordusu sosyal medya paylaşımlarında, iktidar yandaşı yazar ve televizyoncular yorumlarında şöyle diyor: ‘‘Şikayetçi olan CHP’li, karar veren yargı, kayyum olarak atanan CHP’li, karşı çıkan CHP’li…’’

Bu söylem ve yorumlarla kamuoyunda ‘‘CHP’de bir iç kavga var, hizipler çarpışıyor. Bundan ekonomimiz, haliyle hepimiz zarar görüyoruz. Bunlar memleket falan yönetemez’’ algısı oluşturmaya çalışıyorlar.

Davacılar için söylenen ‘‘iktidar kuklalığı, döneklik’’ gibi yorumları bir kenara bırakalım. Siyasette ve toplumun diğer kesimlerinde çok muteber kişiler olarak bu davayı açtıklarını, iddia edildiği gibi kongrelerde usulsüzlükler yapıldığını varsayalım.

İyi de bu iddiaları açığa kavuşturmanın yolu, yetkisiz mahkemelerde dava olmamalı. Ortada bir hukuksuzluk var. Yazılı hukuk kuralları çiğneniyor, yetkisiz mahkemelerde verilen kararlarla bir operasyon yürütülüyor.

Bunun böyle olduğunu ben değil, ülkenin anayasa profesörleri, yargının diğer alanlarında uzmanlıklarıyla bilinen isimler söylüyor. Özetle ‘‘Seçimlerle ilgili karar yetkisi seçim kurullarında, son söz de Yüksek Seçim Kurulu’ndadır’’ diyorlar.

Bu duruma rağmen bazıları gözlerini kapayıp farklı algı oluşturmak için verilmiş vazifelerini yapıyor; hukuksuzluğa karşı verilen savaşımı, parti içi kavga gibi göstererek değersizleştirmeye çalışıyor.

Onlar vazifelerini yapıyor da ‘‘ağır abi’’ pozlarında aynı oyunun parçası olanlara ne demeli.

Bırakın evrensel temel hukuk kurallarını, kendilerinin getirdiği yasa ve anayasa kurallarına uymayan bir iradenin hukuk tanımazlığı söz konusu olan. Yasalar çiğneniyor. Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları uygulanmıyor.

Hukukun böylesine ayaklar altına alındığı bir dönem ve ortamda, yok hükmündeki kararlara boyun eğilmesi, kurbanlık koyun gibi beklenilmesi isteniyor.

Ancak bu kavga bir parti ve koltuk kavgası değil, yurttaş olarak varoluş, dik duruş kavgası; hukuk ve demokrasi sevdasıdır.