Antalya aşkı (!)

Ülkede korona salgını ile ilgili resmi veriler hâlâ endişe verici düzeyde. Ancak Antalya salgının şokundan çıkmış gibi; festival ve fuarlar birbirini izlemeye başladı.

Küçük etkinliklerin yanında Altın Portakal Film Festivali, arkasından Kaleiçi Old Town Festivali yapıldı. Peşinden Antalya Kitap Fuarı açıldı. Kitap Fuarı sürerken, Anadolu’nun özgün ürünlerini görücüye çıkaran Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX başladı. YÖREX’ten sonra, 9. Antalya Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı ve Yerel Yönetimler Sempozyumu var.

Turizmdeki veriler, o alanda da toparlanma başladığını gösteriyor.

Bu hareketliliğin kesintiye uğramaması ve hızlanarak sürmesi gerekiyor. Bunun için de yapılması ve dikkat edilmesi gereken en önemli nokta aşılama!

Öncelikle Antalya’da aşılamanın hızla tamamlanmalı ve aşılanmışların oranı en az yüzde 90’ların üzerinde tutulmalı. İlde ikamet eden aşısızlara kısıtlamalar getirilmeli, il dışından aşısızların girişi en alt düzeye indirilmeli, mümkünse engellenmelidir.

Salgının başından itibaren turizm bölgelerinin özel olarak korunması yönündeki uyarılar kulak arkası edildi, önlem yerine sayıları gizleme yoluna gidildi; güven kaybedildi, fatura ağır oldu.

Şimdi siyaset arenası aktörlerinden iş dünyasına, çiftçi temsilcisine kadar yüreği Antalya için çarpan herkesin, aşı konusundaki taleplerle merkezi yönetimi sıkıştırması gerekiyor.

En önemli sorumluluk da parti temsilcilerine düşüyor. Fakat mevcut durum umut vermiyor.

Çünkü…

AKP Antalya İl Başkanı Ethem Taş, bir basın toplantısı düzenlemiş. Altın Portakal Film Festivali’nden girmiş, orman yangınından çıkmış. Ama aşı konusunda tek kelime etmemiş.

Ethem Taş, Altın Portakal Film Festivalinde kaç lira harcandığını soruyor, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek’i, festival ve Antalya’dan çok kendi tanıtımını yapmakla eleştiriyor… ‘‘Altın Portakal’a ne kadar harcandı? Net rakam istiyorum. Altın Portakal’a harcadığın parayı ve kendi reklamına harcadığın parayı Antalya kamuoyu ile paylaşmak zorundasın. Bu sorulardan kaçmasın yüreği varsa, sizlere cevap versin ben de öğreneyim. Bakalım bu kadar yüreği büyük mü?’’ diyor.

Kamu adına kamu parasının hesabını sormak güzeldir. Böcek’le ilgili eleştirilerine ve doğrudan Böcek’e yönelttiği sorulara cevap verilir mi bilmem.

Fakat vatandaş olarak ben de gerçekten merak ettim:

58 yıllık Altın Portakal ile ilgili tartışmalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı AKP’nin kazandığı 2004 yılında başladı ve devam ediyor. Acaba kadraj geniş tutulup hangi yılda kaç lira harcandığına bakılıp açıklanabilir mi? Hangi işin kimlere, kaça yaptırıldığı, rayiç bedelin ne olduğu gibi ayrıntıları geçiyorum.

Taş’ın yapılacak, edilecek müjdelerine konusunda da bir saptamada bulunayım:

Antalya sağmal inek gibi sağılıyor. Sözü edilen ‘‘cek, cak’’lı yatırımlar ise önüne atılan bir tutam ot bile değil.

Öyle olmasaydı…

Antalya’da bugün ne ulaşım, ne okul, ne hastane sorunu konuşulurdu.

Gelişmiş ülkeler düzeyinde üretim yapılıp sömürge sefaleti yaşanan bir yöreyiz. Antalya için siyaset yaptığını söyleyen, bu iddia ile yola çıkanlar, öncelikle bu gidişata son vermek için çalıştığını göstermelidir.

Antalya’nın iliklerine kadar emilmesine yandaşlık edip Ankara’nın sadakalarını müjdelemek, bu yöre için siyaset yapmak değildir.

Önemli bir anımsatma: Antalya ekonomisi 1980 sonlarında turizmle parlamaya başladı. Bugüne kadar olan süreçte ülkeyi kimler yönetti ne alındı ne verildi, ona mutlaka bakılmalı.