Coronanın İlacı Spordur!
Bağışıklık sisteminin en büyük destekçisinin spor olduğunu anlamaya gerek yok. Bilimsel bir gerçek çünkü. Sağlıklı bir toplum için, yediden yetmişe herkesin spor yapması gerekiyor.
Ülkemizde 20 binin üzerinde spor salonu, 4 milyonun üzerinde lisanslı sporcu 2517790 antrenör ve milyonlarca lisans çıkarmayan, sağlık ve sosyalleşmek için spor yapan vatandaşlarımız bulunmaktadır.
Spor salonları camiası ülkemizde yeterince ilgi görmese de devasa bir camiadir.
Ülkesini, vatanını ve bayrağına aşık ülke tanıtımına katkı sağlayan gençleri sokaklardan kurtararak spor salonlarına kazandıran ve onlardan şampiyon çıkartarak ülke sporuna hizmet eden idealist antrenörlere sahip bir camia olmakla beraber spor salonları toplum sağlığına yapmış olduğu katkı ve en güvenilir sosyalleşme mekanlarının başında gelmesiyle ülke hizmet sektörüne de önemli katkı sağlamaktadır. Son 25 yılda açılan yeni spor merkezlerinin de ülke ekonomisi ve istihdamına katkısı gün geçtikçe artarak devam etmektedir.
Malesef ülkemiz covid-19 virüsü ile birlikte pandemi dönemi yaşamaktadır ve bu süreç 14 ayı geçmiştir. Ve bir müddet daha hayatımızda olacağı kaçınılmazdır.
Bilim insanları, covid-19 virüsünden en çok etkilenenletin bağışıklık sisteminin zayıf kişiler olduğunu vurgulamaktadır. Ölüm oranlarının daha çok 60 yaş üstü ve bağışıklığı zayıf bireylerin hayatını kaybettiği sadece ülkemizde değil, tüm dünyada istatiksel bir gerçektir. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin önemli yolu spor ve egzersiz yapmak olduğununu bilim adamları vurgularken bazı sağlık birimi ile ilgilenen bilim insanların spor salonlarına karşı akla ve bilime uygun olmayan bir yaklaşım içerisinde bulunmakta ve spor salonlarına karşı gerçeği yansıtmayan açıklamalar yapmaya devam etmektedir! Bunun son örneği Trabzon il sağlık müdürü Hakan Usta’dır. AA’ya yaptığı açıklamada covid-19 virüsü taşıyan bir kişinin spor salonuna giderek virüsü 45 kişiye bulaştırdığı yönünde verdiği beyanat sonrası Sendika Başkanı olarak kendisine telefonla iletişim kurarak açıklamalarından dolayı sektör adına üzüntümüzü bildirdik ve konunun gerçeklerini sorduk. Sn il sağlık müdürü 45 kişiye salondan bulaşmadı bu sayı bulaş zincirinin toplamıdır beyanında bulunmuştur. Zaten Trabzon’un küçük bir ilçesinde aynı anda spor salonunda 45 kişinin bulunması ve hepsine bulaşması akla tatlı ve bilimsel değildir! Ayrıca bu olayın ne zaman olduğu sorusu üzerine yaklaşık 4 ay önce cevabi verilmiştir.
Kiymetli basın mensupları aylar önce olan ve bir kişinin spor salonunda 45 kişiye bulaştırdığı haberi, tamamen akla ve gerçeklerle yakından ve uzaktan alakası olmayan bir durumdur. Açıklamayı yapan trabzon il sağlık müdürü amacının virüslü olan kişinin topluma karışmaması, evinde izole olmasını anlatmak istediğini ancak konunun kendi dışında farklı mecralara taşındığını ve üzüntülerini beyan etmiş ve kendisi de hekim olarak insanlara hareket ve spor tavsiye ettiğini bizzat ifade etmiştir.
Ülkemizde 20 bine aşkın spor salonda her türlü tedbir alındı,15 marttan itibaren HES kodu uygulamasına geçildi . Spor salonlarında ayrıca kontrollü giriş, covid-19 taahhütnamesi, salon içersinde dezenfektan istasyonları, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına hassasiyet gösterildiğini ve tüm vatandaşlarımızın güven ve huzur içersinde sağlıklı kalmak, zinde olmak ve kendilerini hastalıklara karşı güçlendirmek için en yakın spor salonlarını güven içinde üye olmaya ve spor yapmaya davet etti.
Başkan GÜLER ayrıca bazı illerde (SAMSUN,TOKAT, AMASYA ve EDİRNE) spor salonlarının il hıfzısıhha kurumlarınca kapatıldıklarını hatırlatarak toplumun kendisini güçlendirmek ve zinde tutmak için spor yapma haklarını elerinden almalarının doğru bir uygulama değildir neticede 78 ilde spor salonları açıktır ve görülmüştür ki spor salonalrından virüs bulaşmamış ve hatta spor salonlarının açık olması virüsün özelikle mutant virüsün yayılması ile birlikte belirtilerinin daha az atlatılması konusuda onemli bir görev üstlenmiştir. Kapalı salonların bir an önce açılarak halkın spor yapma ve kendini sağlıklı tutma hakkı geri verilmelidir.
Başkan Güler, büyük bir camia olduklarını aralarında çürük elmalar ve kurallara uymayanlar olabileceğini ve bunları da resmi makamlara bildireceklerini kaydederek yetki makamlardansa toplu kapatmalar yerine kurallara uymayanların cezalandırılmasının hem adaletin tescili hemde kurallara uyanların da zarar görmemesi açısından adil bir yönetim davranışı olacağını belirtti.