’LGBTİ+ Onur Haftası’ Antalya’ya yakışır!

İçinde bulunduğumuz haftaya, 26 Haziran Cumartesi günü İstanbul’da yapılan, daha doğrusu yapılmak istenip yaptırılmayan ‘‘LGBTİ+ Onur Haftası Yürüyüşü’’ndeki polis şiddeti ve Antalya’da ortaya çıkan çocuk istismarı damgasını vurdu.

Şiddet o ölçüye vardı ki, işlerini yapmakta olan gazeteciler ile peş peşe gaz bombaları atılmasına, ‘‘çocuklar korkuyor’’ diye tepki gösteren bir baba da nasibini aldı.

Oysa dünyanın antidemokratik olmayan her yerinde işlerini yapabilmeleri için gazetecilere kamu eliyle kolaylıklar sağlanır.

Yine çocukları da anne babalardan daha fazla devlet düşünür, kollar. Çünkü anne babaların gücü sınırlı, onlara göre devletin gücü sınırsızdır. Ne var ki o güç, çocuklar için değil, çocuklarının korkmasını önlemeye çalışan babaya karşı kullanıldı.

Televizyon haberlerinde bu olayları seyrederken, Hollanda’da sekiz gün süren ve baştan sona izlediğim ‘‘Pride Amsterdam 2019’’ festivalindeki görüntüler gözümün önünden geçti. Bazı sitelere haber olarak gönderdiğim fotoğraf ve videolara tekrar baktım.

Arada dağlar var. Biri şenlik, diğeri savaş!

‘‘LGBTİ+ Onur Haftası Yürüyüşü’’nü bir çatışma unsuruna dönüştürmek yerine, özellikle İstanbul ve Antalya’da turizme çekim unsuru olacak şenlik haline getirsek diye düşündüm.

Turizm aktörlerinden bu yönde bir adım olabileceğini düşünüyorum. Yasaklamalara karşı pekâla baskı grubu olarak ortaya çıkabilirler. Böyle bir girişime, dünyada LGBTİ hareketine liderlik eden ünlü isimleri ücretsiz ağırlayarak destek olabilirler.

Kemer’deki Aşk Heykeli vakasını, bira festivalinin açılışına katılan (dikkat edin; düzenleyen veya düzenlemesine ön ayak olan değil) eski Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın nasıl siyasi lince tabi tutulduğunu bilen biri olarak bunu yazıyorum.

Şimdi bazıları alacak sazı, ‘‘aile geleneğimiz, örf, adet, din, iman, milliyet’’ falan diyerek ver yansın edecek!

Günümüzde, cinsel tercih ve yönelimler sapkınlık olarak değerlendirilen değil, nedenleri bilimsel olarak açıklanan bir olgu! O yüzden ‘‘LGBTİ+ Onur Haftası Yürüyüşü’’nden bağımsız söylüyorum:

O değerlerin öncelikle zayıfları, en başta da çocukları koruması gerekir. Ne var ki ülkenin çocukları yurtlarda yuvalarda tacize, istismara uğruyor. Son vaka ana kucağında istismar. Üstelik bu olay, yine Antalya’da kısa süre önce ortaya çıkan komşu tacizinin üzerine geldi.

O zaman basmakalıp sözleri bir kenara bırakacak, önce çocuklara sahip çıkacaksın!

Örneğin!..

İstismara göz yuman ebeveynin yanında, istismarcıları niye adliyede göremiyoruz? Sen niye bunu sormuyorsun, niye sessizsin, niye bunun için meydanda değilsin?