Tarım Bakanlığının Planlı Bir Destekleme Yapması Şart

CHP Antalya milletvekili Aydın Özer ile tarım ve besicilik hakkında konuştuk. Arkadaşımız Zeynep Kutsal Dalamanlı’ya özel röportajında çiftçinin sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdi.

Sayın Özer gündem çiftçi hacizleri çiftçi kredilerin günü geçtiği için hacizlerde başladı. Daha önce bakan bir çözüm yolu olacağını söylemişti ama hacizler devam ediyor bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Gelişmiş ülkeler kendi gıdalarını sağlayan tarım sektörüne büyük destek olurlar ve bu destekler çok aşırı miktara kadar gider. Ne yazık ki bizim ülkemizde tarımsal destekler çok sağlıklı değil. Destek yapıyormuş gibi gözükse de çok sağlıklı bir destek söz konusu değildir. AK Parti hükümeti 2006 yılında bir tarım yasası çıkartıyor. 20. Maddesi şöyle yazıyor Gayri Safi Milli Hasıla’nın en az yüzde biri tarıma destek olarak verilir diyor. Ne yazık ki 2006’dan beri binde 5i bile bulmayan destekler var. Bu destekler üretime yönelik değil küçük çiftçiler çok da işine yarayan bir destek değil. Burada üretime dönük bir destekleme olmadığı sürece borcu ödeme şansı yok. .

Üretici de fiyatlar kuruşla ifade edilirken pazarda yüksek fiyatlara satılıyor Sayın Aydın Özer bunun sebebi nedir?

Çok fazla aracı var. Girdi maliyetleri devamlı yükseliyor çiftçinin tüm girdi maliyetleri artıyor ama çiftçinin ürünün daha aşağıda satılmasını isteniyor böyle bir mantık güdülüyor. Son 14 yılda ortalama 800 bin çiftçi, (ÇKS) çiftçi kayıt sisteminden çıkmış. Ekilebilir araziden çekiliyorlar çünkü ekim yaptığı zaman zarar ediyor. Genç nesil tarımı terk ediyor. Devlet akıllı ve planlı bir destekleme kampanyası yürütemiyor. Bir kere tanzim pazarı kurdu, seçime özel belediyeler aracıyla üreticiden aldılar direkt satış yaptılar. İstanbul’daki pazarcıları kaybettiler, İstanbul’u kaybettiler.

Çiftçi maliyetlerinin yüksek olmasının sebebi vergi yüzünden mi yoksa çiftçinin girdi maliyetlerini ithal aldığı için çiftçi maliyetlerinin dövize bağlı olmasından mıdır?

Hepsi bildiğim kadarıyla sadece gübrenin ÖTV’si sıfırlandı, vergiler çok yüksek vergiler yüksek olduğu gibi aldığımız birçok şey ithalata dayalı tarımda kullandığımız her şey yurt dışından geliyor.

Çiftçi ve besicinin girdi maliyetlerini yerli ve milli sermaye ile kendimiz üretebilir miyiz?

Türkiye kendi içinde AR-GE kurumunu kursa, kendi ihtiyaçlarımızı üretebiliriz. Tarım bakanlığı hiçbir planlama içerisinde değil hangi hafsaya nasıl bir destek vereceğini bilmiyor. Üretebilecek kaynaklarımız var. İthal ürünlere yatırım yapmak yerine kendi üreticimize destek olabilseydik, şu anda çok daha farklı olurdu. Yem sektörünü kendi elimize geçirmemiz lazım. Devletin destek vermesi lazım dışa bağımlı ancak bu şekilde bitirirsiniz.

Sistem ekolojik olarak kendini döndürebilecek durumda değil mi?

Aslında üretime verilirse bir destek verilirse tabi ki olmayacak bir şey değil. Kendi çiftçisi ile rekabet eden bir ülke var. Ticaret Bakanlığı var. Bu şekilde olunca çiftçiden üretiminden vazgeçiyor.

Bunun sebebi nedir?

Benim anladığım kadarıyla gizli bir el var ve bu Türk Tarımını bitirmeye çalışıyor. Türk Hayvancılığının bitirmeye çalışıyor.

Sayın Aydın Özer bu elin CHP olduğu söyleniyor?

Tabii, hükümet de biz varız o yüzden biz yapıyoruz Haklılar iktidarda biz olduğumuz için Tarım Bakanlığı bizde, bütçe biz de bütün sistem bizde olduğu için günah keçisi biziz. Bir mantığı yok. Tüm bakanlıklar onlarda istedikleri yasayı geçiriyorlar. Bütçeyi onlar belirliyor sadece bizim bütçe komisyonundaki komisyon üyelerimiz şerh düşüyorlar. Yanlış yapıyorsunuz sağlıklı bir bütçe değil bu yatırıma yönelik bir bütçe değil bu diye yazıyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında 160 milyar lira çiftçiye destek olduk demişti?

160 milyar 14 senede olmuş bu yıl verilmesi gereken para 45 milyar lira idi. Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde biri 45 milyar lira yapar çiftçiye verilen ise 21 milyar lira bu destek üretime gitmiyor. Nereye gittiğini de bilmiyoruz, belli değil.

Üretim teşvik edilmiyor mu?

Teşvik bir ülkedeki sektörde olan açığı kapatmak için verilir ve verilen teşviklerin arkası takip edilir. Ben teşvik alıp da hayvanlarını satıp İstanbul’da müteahhitlik yapan insanlara rastladım.

Sayın Özer çiftçinin kullandığı elektrik, su ve mazot gibi faturaya yansıyan giderler de yasalarla sabit vergi indirimine ek tüketim başına çiftçi indirimi yapılabilir mi?

90’lı yıllarda tarımsal sulama elektrikleri vardı, bunlar normal elektriklerden %30, %40 daha uygun fiyataydı. Şu an ise tarım elektriği %30 daha pahalı devletin bütçeden tarımsal elektriği süspanse etmesi lazım. Fatura üzerinden milli bütçeden destek sağlayabilir. Sosyal devlet anlayışı budur. Ziraat Bankası çiftçilere işletme kredisi kullandırıyor bunun faizinin %50 sini devlet ödüyor. Cari faizin %50 sini devlet ödüyor mazottan ÖTV kaldırılabilir.

Neredeyse hiç su istemeyen Sorgül buğdayının Konya Ovasın’da yetiştirilmeye başlanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dünya kuraklığa doğru gidiyor Türkiye’de kuraklık riskinin en yüksek olduğu bölgelerden bir tanesi. Suyun kıt olduğu bölgelerde suyu ihtiyacı olmayan ürünler yetiştirmeliyiz desteklemek gerekiyor. Konya Ovası’nda yer altı sularından su alınması yüzünden sular çekiliyor ve çok büyük çöküntüler meydana geliyor. Vahşi sulamayı terk etmeliyiz. Elimizdeki su kaynaklarını doğru bir şekilde kullanmalıyız. Kapalı sulanmayı tercih etmeniz, buharlaşmasına önem vererek su kayıplarını önlemeliyiz.

Topraksız tarım ile ilgili neler düşünüyorsunuz?

Topraksız tarım yapan büyük firmalar ancak ayakta durabilir çok büyük ve ciddi bir sermaye istiyor. Türkiye’nin toprakları zaten yeterli Hollanda gibi bir tarım toprağı olmayan ülkeler bu işlerde olmalıdır. Türkiye Topraklı tarımda ülkesidir. Topraklarımız yeterli topraklı tarıma mutlaka devam etmeliyiz.

Dökme zeytinyağının 2021 Ekim Ayı sonuna kadar yasaklanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Zeytinyağının 2021’in Ekim Ayı kadar yasaklanması üreticiyi bitir yumurtlayan tavuk kesmek deyimi bir şey bu. Biz dünyanın neredeyse en büyük zeytinyağı zeytin üreticilerinden birisiyiz ama zeytinyağını işleme konusunda bu işin hamallığını yapıyoruz. Bizden varillerle dökme zeytinyağını alıyorlar. İtalya, İspanya ve Yunanistan kat kat bizim zeytinyağından para kazanıyor. Biz burada zeytinyağından para kazanamıyoruz.

CHP olarak Çiftçi ve esnaf ziyaretlerinizde karşılaştığınız ve çözüme ulaştırdığınız sorunlar nelerdir?

Muğla il başkanımız ve Seydikemer ilçe başkanımız ile beraber Kumluova domates üreticileri ile görüşüp bakanlıklara baskı yaptık. Domates kotasını 50 bin ton arttırdık. Eğer bu kota artmamış olsaydı şu anda domates üreticileri batmış durumdaydı. Biz bunun önüne geçmeye çalışıyoruz.

CHP Antalya Milletvekili Sayın Aydın Özer’e samimi açıklamalarından dolayı teşekkür ediyoruz.